14. Hukuk Dairesi 2016/11422 E. , 2017/2143 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili 30.04.2013 tarihli dilekçesi ile davalı tarafından .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/123 Esas sayılı dosyasında Millli Savunma Bakanlığı aleyhine kamulaştırmasız el koyma nedeni ile alacak davası açıldığını; ancak, davacı 42 nolu parselde tapu kaydında 1/4 pay maliki... mirasçısı olduğu iddiası ile dava açmış ise de davalının gerçek murisinin .... oğlu...olduğunu, bu nedenle .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/465 Esas, 2005/408 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptalini ve... oğlu ..."ın mirasçı bırakmaksızın ölmesi nedeniyle hazinenin mirasçılığını gösteren yeni mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, murisinin tapu maliki ... olduğunu, murisin lakabının yanlış tercüme edilerek yazılmasının veraset ilamının iptalini gerektirmeyeceğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile,.... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/465 Esas 408 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline, ... Merkez .... vukuat numarasında ölen ... oğullarından ....oğlu...."ın mirası 1 pay kabul edilerek 1 payın tamamı ... kızı 15.10.1972 doğumlu ... (Şeker) e aidiyetine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK"nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Somut olaya gelince, dosyadaki 27.05.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda iptali istenen .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/465 Esas- 408 Karar sayılı mirasçılık belgesinde muris... oğlu..."ın, ... olarak tercüme edilen lakabının gerçekte ... olduğu; ayrıca, 2005/465-408 sayılı iptali istenen mirasçılık belgesinde mirasçıların araştırma yapılmadan eksik tespit edilerek hüküm kurulduğu belirtilmiş ise de HMK 293. maddesi gereğince davalı tarafından uzman bilirkişi Prof. Dr..."dan özel olarak alınan mütalaada kararın dayandığı 27.05.2014 havale tarihli açık biçimde tercüme hataları bulunduğu ve ayrıntıların dikkatle incelenmemesinden doğan bir sonuca ulaşıldığı belirtilmiştir. Bu nedenle raporlar arasındaki çelişki giderilerek HMK 266. Maddesi gereğince 3 kişilik uzman bilirkişi heyetinden alınacak denetime elverişli raporun sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.