Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/1319
Karar No: 2015/1537
Karar Tarihi: 10.06.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1319 Esas 2015/1537 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/1319 E.  ,  2015/1537 K.
  • KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ
  • YAŞLILIK AYLIĞI
  • BORÇ TAHAKKUKU
  • VERGİ KAYDI
  • YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (3201) Madde 6
  • YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (3201) Madde 4
  • YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (3201) Geçici Madde 7
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (5754) Madde 79
  • SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Geçici Madde 20
  • BAZI KANUNLARDA VE 190 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (5997) Madde 15

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.12.2010 gün ve 2010/674 E. 2010/1070 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 08.11.2012 gün ve 2011/2924 E. 2012/19062 K. sayılı ilamı ile;
“…Davacı, 3201 sayılı Yasa"ya göre yurtdışı hizmetlerini borçlanarak bağlanan yaşlılık aylığının, Türkiye’de 1479 sayılı Yasa kapsamındaki çalışması nedeniyle iptal edildiğini belirterek Kurum işleminin iptali ile Kruma borçlu olmadığının tespitine ve yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, yurtdışında geçen çalışmaların borçlanılması sonucu sigortalıya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra, sigortalının Türkiye’de sosyal güvenlik kurumlarına tabi olacak şekilde çalışması durumunda 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi uyarınca yaşlılık aylığının kesilip kesilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan ve uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 3201 sayılı Yasa"nın 5754 sayılı Yasa"nın 79. maddesi ile değişik 6/B maddesine göre; ”bu Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir.”
5997 sayılı Yasa"nın 15. maddesi ile 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi değiştirilerek “ Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır." hükmü getirilmiş, madde hükmü 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Somut olayda, davacının vergi kaydının 31.05.2010 tarihine kadar devam ettiğinin anlaşılması karşısında bu tarihe kadar aylığının kesilmesi ve adına borç çıkartılmasına ilişkin Kurum işlemi yerinde olduğundan istemin reddine karar verilmesi gerekirken davacının emekli olduktan sonra tekrar işe girmesinin sözkonusu olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının iadesine yönelik Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanılan süreler de dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlanmasından sonra vergi kaydının devam etmesi nedeni ile Bağ-Kur sigortalılığının devam ettiğini, aylık bağlandığında vergi kaydının devam ettiğinin kurum tarafından da bilindiğini bu şartlarda aylık bağlandığını ve aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesintileri yapıldığını, Kurumun 1,5 yıl sonra maaşını kesmesi ve ödenen tutarları geri istemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin kesilen aylıklarının yeniden bağlanmasını Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Kurum işlemine dayanak yasal düzenleme ile emekli olduktan sonra tekrar işe giren veya faaliyete başlayan sigortalıların aylıklarının kesilmesi gerektiği halde davacının tahsis talebi ve sonrasında devam eden bir Bağ-Kur kaydının bulunması, davacının bu faaliyetini sonlandırıp yeniden işe girmemiş veya faaliyete başlamamış olması nedeniyle aylıkların kesilmesine ve geri iadesine ilişkin kurum işleminin iptali gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme hükmü, davalı vekili tarafından temyiz edilmektedir.
Uyuşmazlık, yurtdışında geçen çalışmaların borçlanılması sonucu yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra, sigortalının Türkiye’de sosyal güvenlik kurumlarına tabi olacak şekilde çalışması durumunda yaşlılık aylığının, 3201 sayılı Kanun"un 6/B maddesi uyarınca kesilip kesilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun"un 6. maddesinin aylıkların kesilmesini düzenleyen “B” bendinde:
“Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir.
Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların, bu hizmetlerini 4 üncü madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır. Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Anılan madde ilk kez, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramış olup, 5754 sayılı Kanun"un 79. maddesi ile “A” bendinin 2. paragrafı ve “B” bendi;
“(Değişik paragraf:17.04.2008-5754 S.K./79.mad) Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi hükümlerine göre bağlanır.
B)Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde değiştirilmiş, bunun yanında anılan Kanun"un 79. maddesi ile de geçiş hükmü getirilmiştir.
5754 sayılı Kanun"un 79. maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen ve yine 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7’inci maddesi uyarınca;
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.”
3201 sayılı Kanun"un davanın yasal dayanağını teşkil eden 6. maddesinin (B) bendi son kez 19.06.2010 tarih ve 27616 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren 5997 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramıştır.
5997 sayılı Kanun"un 15. maddesi ile yapılan ve halen yürürlükte bulunan değişiklik ile, “B” bendinin ilk paragrafında;
“Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümleri uygulanır. Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan değişiklikler incelendiğinde; 08.05.2008 tarihine kadar 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar sosyal güvenlik destek primine tabi olarak yaşlılık aylığı almakta ve aylık alanlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilmekte iken, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile aylık bağlananlardan; tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıklarının tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesileceği ve bunlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümlerinin uygulanamayacağı, diğer bir ifade ile bu kişilerin sosyal güvenlik destek primi ödeyerek dahi çalışamayacakları yönünde düzenleme yapıldığı, 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle ise bu kez; Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanabileceği, diğer bir ifade ile; 3201 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışabilmelerine imkan tanındığı anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde 5754 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile beraber, yine 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanuna eklenen ve 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7’inci maddesi ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurtdışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış hakları saklıdır.” hükmü öngörülmüş olup; anılan düzenleme ile 08.05.2008 tarihinden önce borçlanma talebinde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, tahakkuk işlemleri devam edenlerin, tahakkuk eden borcu ödeyenlerin, borçlanılan süreyle birlikte aylık bağlanmış olanların, kazanılmış haklarının saklı olacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, anılan Geçici 7’inci madde hükmünün uygulanabilir olduğu durumlarda, sigortalı yönünden kazanılmış hakların korunması söz konusu olacağından, 3201 sayılı Kanun"un 6. maddesinin (B) bendinde, 5754 sayılı Kanun"un 79’uncu maddesi ile getirilen ve yukarıda belirtilen aleyhe değişikliklerin uygulanması mümkün olamayacaktır.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, 19.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5997 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanun"un sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanma imkanı getirilmiş ise de, 3201 sayılı Kanun"un 6’ncı maddesinin (B) bendinde gerçekleştirilen değişikliğin, Geçici 7’nci madde saklı kalmak kaydıyla, değişikliğin yürürlüğü öncesinde de uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu değişik hükmün, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki durum ve uyuşmazlıklarda uygulanmasını gerektirir, istisnai bir durumun sözkonusu olmadığı da açıktır.
Bu durumda, 5997 sayılı Kanunda, anılan Kanun"un 15’inci maddesiyle 3201 sayılı Kanun"un 6’ıncı maddesinin “B” bendindeki değişikliğin, Kanun"un yürürlüğü öncesine ilişkin uyuşmazlıklara uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Nitekim bu husus Hukuk Genel Kurulu"nun 15.06.2012 gün ve 2012/21-196 E. 2012/396 K.; 30.04.2014 gün ve 2013/21-1230 E., 2014/552 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut uyuşmazlığın incelenmesinde; davacının 06.06.2008 tarihinde 3201 sayılı Kanundan yararlanarak borçlanma talebinde bulunduğu, 19.07.2008 tarihinde başvurusunun kabulü ile borç tahakkuku yapıldığı, davacının borç tahakkuk tarihi dikkate alındığında; 08.05.2008 tarihinden sonra borç talebinde bulunması ve borç tahakkuku yapılması nedeniyle 3201 sayılı Kanunun Geçici 7. madde kapsamında olmadığı kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, Kurum işlemi yerinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 10.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi