Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/37
Karar No: 2015/1525

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/37 Esas 2015/1525 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/37 E.  ,  2015/1525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/09/2013
    NUMARASI : 2013/248 E-2013/414 K.

    Taraflar arasında “alacak” davasından yapılan yargılaması sonunda; İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesince (Kapatılan Şişli 2.Asliye Hukuk Mahkemesi) davanın reddine dair verilen 10/05/2012 gün ve 2011/600 E-2012/232 K sayılı kararın incelenmesinin davacı tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 28.01.2013 gün ve 2012/22717 E-2013/1464 K. sayılı ilamı ile ;
    (...1-Davacı, davalının yaptığı projede harita ve kadastro mühendisi olarak görev yaptığı halde ücretinin ödenmediğini belirterek işbu davayı açmıştır. Davalı, davacı ile aralarında sözleşme bulunduğunu fakat davacının çalışması bulunmadığını savunmuş; mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme, davacının delillerini toplamadan davacıya yemin teklif hakkını hatırlatmış, davalı yanca yemininin eda edilmesi sonucu karar verilmiştir. Oysa önce davacının delilleri toplanmalı bu şekilde davasını ispatlayamaz ise dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından son delil olarak yemin teklif hakkı hatırlatılmalıdır.
    2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir...)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
    Dava, proje uygulama mühendisi olarak yapılan iş bedelinin ödenmesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
    Davacı, harita ve kadastro mühendisi olduğunu, davalı şirketin yapmakta olduğu inşaatta uygulama mühendisi olarak görev aldığını, anlaşma gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalının iş bedelini kendisine ödemediğini belirterek 12.921 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile müvekkil şirket arasında hiç bir şekilde iş akdi oluşturulmadığını, davalının müvekkil şirket ile iddia ettiği gibi aylık ücretle çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
    Yerel mahkemece, davacının iddiasını yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacının temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece, davacının delilleri toplanmadan davacıya yemin teklif hakkının mı hatırlatıldığı yoksa davacının mahkemece yemin teklif hakkı hatırlatılmadan “ben davamı yemin ile ispatlayacağım, yemin teklif ediyorum” şeklindeki beyanı ile delillerine hasrederek sadece yemin deliline mi dayandığı, ulaşılacak sonuca göre davacının; diğer delillerinin toplanmasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle ifade edilmelidir ki, eldeki dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri(HUMK) döneminde açılan bir dava olsa da, yemin tarihi dikkate alındığında ortada tamamlanmamış bir işlem söz konusu olmadığına göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 448.maddesi gereğince 6100 HMK’nın uygulanması gereklidir.
    İkinci olarak, yeminin hukuki niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır: Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
    Mülga 1086 sayılı HUMK’nda 337 ila 362. maddeler arasında iki ayrı yemin müessesesi benimsenmişti. Bunlardan birisi taraf yemini yani kati yemin, diğeri de hakimin teklif ettiği yemin olan resen yemindir.
    Kati yemin, ispat yükü kendisine düşen tarafın davanın halline etkili bir vakıanın ispatı için diğer tarafa teklif ettiği yemin olup, Mülga 1086 sayılı HUMK’nun 344 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
    Hakimin teklif ettiği yemin ise Mülga 1086 sayılı HUMK’nun 356. maddesinde düzenlenmiş olup; maddede yer alan “iddia olunan hususun kesin delillerle ispat edilememiş olması” ve “iddia olunan hususun ispatı için gösterilen delillerin hüküm verilebilecek derecede hakimi ikna edememesi” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir.
    6100 sayılı HMK’da, hakimin yemin teklif etme müessesi “takdiri delilerle ispatın mümkün olduğu hallerde, hakimin kanaatini(tamamlayıcı) yemin ile değil, diğer delillerle tamamlaması” gerekçesi ile benimsenmemiş ve Kanuna alınmamıştır( Ejder Yılmaz ( Medeni Yargılama Hukukunda Yemin,2.Baskı, Ankara-2012, sayfa 26 ve 42 , Abdurrahim Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku 3.Baskı, sayfa 611).
    Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır (HMK.m.225). Hukuki sebepler yeminin konusu olmaz.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 226. maddesine göre yemine konu olamayacak vakıalar; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya ona ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalardır.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yemini yerine getirecek kimseler başlıklı ’’232 maddesine göre, yemin, tarafa teklif olunur ve tarafça eda yahut iade olunur. Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.
    Yemin davanın taraflarınca yerine getirilir, yemin teklif edecek taraf ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Taraf delillerini yemine hasretmedikçe önce diğer delilleri incelenir ve iddianın ispatlanmaması halinde son çare olarak yemin deliline başvurulur. Eğer iddia diğer delillerle ispatlanmışsa, yemin teklifine gerek yoktur ( Yılmaz Ejder, a.g.e, sayfa 116) .
    Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir (HMK m.227). Eğer olay ispat edilemezse, bu takdirde son çare olarak yemin teklif edilecektir. Mülga 1086 sayılı Kanun"un 354/1. maddesinde yer alan hüküm HMK m.227"de aynen kabul edilmiştir. Ancak HMK m.227/2 ile başka delili de olduğu hâlde onlar tam olarak toplanıp değerlendirilmeden yemin teklif edilmesi durumunda, karşı taraf lehine doğan usulî kazanılmış hak gözetilerek bu hüküm gereğince yemin teklif olunan kimse yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten veya yemini iade ettikten sonra diğer taraf yemin teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.( Karslı, Abdurrahim, a.g.e., sayfa 612). Mülga 1086 sayılı Kanunun 354/2 maddesindeki, diğer delillerle birlikte yemin teklifinde bulunulması halinde diğer delilerle iddia ispat edilemez ise son çare olarak yemin deliline başvurulacağına ve yeminin bu hal için yapılmış sayılacağına ilişkin düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa alınmamıştır.
    Yemin delili tarafların en son başvurabilecekleri bir kesin delil türüdür ve ispat yükü taşıyan tarafın diğer tarafa yemin teklif etmesi halinde iddiasını artık başka delillerle ispatı mümkün değildir. Teklif edilen yeminin karşı tarafça yerine getirilmesi halinde kesin delil ortaya çıkar. Yemin teklif eden taraf yeminin hukuki sonuçlarına katlanmak zorunda olduğundan bu aşamadan sonra yemin teklifinden dönülmesi mümkün değildir (Yılmaz, Ejder, a.g.e., sayfa 144).
    Yemin teklif olunan taraf kendisine yöneltilen yemini yerine getirirse, yemin teklif eden kimsenin iddia ettiği vakıanın doğru olmadığı ispat edilmiş olur. Yeminin eda edilmesi üzerine uyuşmazlık konusu vakıa kesin delille ispat edilmiş olacağından karşı taraf yeni delil getiremez ve hakim de yeni araştırmada bulunamaz(Yılmaz, Ejder, a.g.e., sayfa 177).
    Somut olayda; davacı 07.02.2012 tarihli celsede “ben davamı yemin ile ispatlayacağım, yemin teklif ediyorum” şeklinde beyanda bulunarak beyanını da imzalamıştır. İspat yükü kendisine düşen davacının yemin teklifi üzerine kendisine yemin teklif edilen davalı şirketin yetkili temsilcisi 10.05.2012 tarihli celsede teklif edilen yemini kabul ve eda etmiş, davacının yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin işinde çalışmadığı ve 12.921 TL borçları olmadığı konusunda yemin etmiştir.
    Mevcut bu durum ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, davacının diğer delilleri toplanmadan delillerini yemine hasretmesi, Mülga 1086 sayılı Kanunun 354/2 maddesindeki düzenlemenin 6100 sayılı Kanunda yer almaması ve HMK 227/2 maddesi gereğince davalının yemini eda etmesi nedeniyle davacının yeni delil gösteremeyeceği dikkate alındığında direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gerekmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekmiştir.
    S O N U Ç : Davacının temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçeler ile ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.06.2015 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi