Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1953
Karar No: 2015/1507

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1953 Esas 2015/1507 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1953 E.  ,  2015/1507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 23.02.2012
    NUMARASI : 2007/265 E-2012/51 K.

    Taraflar arasındaki “taşıma sigorta poliçesine dayalı rücuen alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.04.2004 gün ve 2001/542 E.-2004/394 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11.12.2006 gün ve 2005/12844 Esas-2006/13112 karar sayılı ilamı ile;
    (...Davacı vekili, müvekkili şirkete taşıma sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalıların sahibi oldukları araçla, İngiltere-Denizli arasında taşınması sırasında hasarlandığını, bu durumun 14.06.2000 tarihli tutanakta yer alan acentanın ve sürücünün imzaları ile tespit edildiğini, müvekkilince sigortalısına 1.822.000.000.-TL ödeme yapıldığını ileri sürerek, bu meblağın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı U.A.Ş. vekili, müvekkilinin D... acentesi olduğunu ve müvekkiline ancak izafeten dava açılması gerektiğini savunarak, davanın öncelikle husumet yönünden reddini istemiştir.
    Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılardan Unok A.Ş.nin asıl taşıyıcı dava dışı Davies Turner firmasının acentesi olduğu, TIR’ın malikinin, diğer davalı olmadığı, davacının gerçekte acente olan davalıya, doğrudan dava açtığı 12.03.2003 tarihli dilekçe ile davacının, izafeten davanın devamını istemesinin ıslah ile dahi taraf değiştirilemeyeceği kuralı karşısında önemi olmadığı gerekçesiyle, her iki davalı bakımından davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, taşıma sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, her iki davalı bakımından davanın yazılı gerekçelerle husumet yönünden reddini istemiştir.
    Oysa, dava dilekçesinde davalılardan U.. A.Ş.nin, 14.06.2000 tarihli hasar tutanağında, taşıyıcının acentesi olarak yer aldığı ileri sürülmüş olup, deliller arasında bu tutanağa da dayanılmıştır. Dava dilekçesinde, bu davalıya, taşıyana izafeten acente olarak davaya bu davalı bakımından devam edilmesini isteyen dilekçesinin 25.09.2002 tarihli oturumda okunmasından sonra, anılan davalının vekili, “izafeten denmekle, husumet düzeltilmiştir, bunu kabul ediyoruz” demiştir. Bu beyanından sonra, davalı vekili 26.03.2002 tarihli oturumda alınan beyanında ve ayrıca rapora itirazında ve 06.10.2003 tarihli dilekçede, davanın bu davalı bakımından husumet yönünden reddini istemiş ise de, husumeti bir kere benimsedikten sonra bundan dönmesine geçerlilik tanınmamalıdır. Bu itibarla, anılan davalı bakımından, izafeten davanın devamının, taraf değiştirme yasağına aykırı düştüğüne ilişkin yazılı gerekçe isabetli olmayıp, esasa girilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın husumet yönünden reddi doğru olmamıştır.
    Diğer davalı Sarıoğlu Nakliyat A.Ş.ne, maliki olduğu araç ile taşıma yapıldığı iddiasıyla, husumet yöneltilmiş olup, bu davalının malik olmadığı trafik kaydı ile anlaşılmış is ede, taşıyıcının mutlaka aracın maliki olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Önemli olan taşıma işini anılan davalının fiilen yapıp yapmadığının tespiti olup, dava dilekçesinde dayanılan aynı hasar tutanağında bu davalıdan “(Sarıoğlu) Unok Nakliyat adına…” şeklinde sözedilmiştir. Davacının sigortalısının da, davacıya yaptığı yazılı ihbarda “fiili olarak nakliyeyi gerçekleştiren firma” olarak, S.. Nakliyat A.Ş.nden sözedilmiştir. Gerektiğinde, sigortalıdan da bu yönde delillerin celbi ile bu davalının hukuki durumunun tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, rapora, bu yönden yapılan itirazı karşılamayan ve 14.06.2000 tarihli anılan tutanağı tartışmayan ek rapora dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi de eksik incelemeye dayalı olup, salt trafik kaydı ile sonuca gidilmesi doğru olmamıştır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava,taşıma sigorta poliçesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davalılardan U…A.Ş.nin asıl taşıyıcı dava dışı D... firmasının acentesi olduğu, davacının gerçekte acente olan davalıya, doğrudan dava açtığı, 12.03.2003 tarihli dilekçe ile davacının, izafeten davanın devamını istemesinin ıslah ile dahi taraf değiştirilemeyeceği kuralı karşısında öneminin olmadığı gerekçesiyle, her iki davalı bakımından davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, davalılardan U...…AŞ yönünden önceki gerekçesi tekrar edilerek direnme hükmü kurulmuş, diğer davalı yönünden bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmesi sonrasında yeniden davanın reddine karar verilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
    I-) Davalılardan U..…AŞ hakkında verilen direnme hükmüne yönelik davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; husumete ilişkin olup, davacı vekilinin dava dilekçesinde maddi hata yapıldığını ileri sürerek “davanın D... T...& Co. Ltd’ye izafeten acentesi olan U.. Uluslararası Nak. AŞ’ye yöneltildiğinden bu yönde karar oluşturularak davanın devamına karar verilmesini talep ederiz” şeklindeki dilekçesine karşı, davalı vekilinin 25.09.2001 tarihli oturumda “izafeten denmekle husumet düzeltilmiştir, bunu kabul ediyoruz” demiş olması nedeniyle davanın taşıyıcıya izafeten acentesine karşı açılmış olduğunun kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “maddi hata” kavramının irdelenmesinde yarar vardır:
    Maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, sayfa:208).
    Burada belirtilen maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.
    Somut olayda da davacı vekili dava dilekçesinde davalılardan U..…AŞ’nin acente olarak yaptığı işlemleri açıklayarak 14.06.2000 tarihli hasar tutanağının davalılardan U..…AŞ tarafından acente sıfatıyla imzalandığını açıklamış, ilgili belgenin incelenmesinde de bu beyanla uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca anılan davalı da kendisinin asıl taşıyıcının acentesi olduğunu ifade etmiş durumdadır.
    Dava dilekçesinde ise davalılar; U.. Uluslararası Nakliyat… AŞ ve S.. A.. olarak belirtilmiş olup, davacı vekili daha sonra verdiği dilekçesinde dava dilekçesinde maddi hata yaptığını belirterek, “davalı tarafın sıfatında maddi hata olduğundan davanın D..T.. & Co. Ltd’ye izafeten acentesi olan Unok Uluslararası Nak. AŞ’ye yöneltildiğinden bu yönde karar oluşturularak davanın devamına karar verilmesini talep ederiz” şeklinde dilekçe vermiştir.
    Davalılardan U..…AŞ vekili de 25.09.2001 tarihli oturumdaki beyanında; “izafeten denmekle husumet düzeltilmiştir, bunu kabul ediyoruz” demek suretiyle davacı tarafın maddi hatasını kabul ettiğini açıklamış durumdadır. Her ne kadar daha sonra tekrar davanın husumet yönünden reddini istemiş ise de, husumeti bir kere benimsedikten sonra bundan dönmesine geçerlilik tanınmaması gerektiği kabul edilmiştir.
    Bu aşamada belirtilmedir ki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 119. maddesi uyarınca; acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetli olduğu gibi bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acente müvekkili namına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilecektir.
    O halde, davalı tarafından da maddi hatanın düzeltilmesinin kabul edildiği somut olayda, asıl taşıyıcıya izafeten acentesi olan davalılardan U..…AŞ’ye karşı eldeki davada yargılamaya devam edilerek delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir.
    Bu durumda, husumetin asıl taşıyıcı firmaya izafeten davalılardan Unok…AŞ’ye yöneltilmiş olduğuna işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    II-) Davalılardan Sarıalioğlu…AŞ hakkında verilen hükme yönelik davacı vekilinin temyiz istemine gelince;
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda ise; S...…AŞ yönünden Özel Daire bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş ve beş yılı aşkın bir sürede toplanan yeni deliller ve alınan bilirkişi raporları değerlendirilerek bu davalı hakkında yeniden karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan araştırma sonrasında davalılardan S..…AŞ hakkındaki davanın reddine ilişkin verilen bu yeni karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekte olup, bozmaya uyulması sonrasında verilen bu hükmün “direnme” niteliği taşımadığı, Özel Daire denetiminden geçmeyen tamamen yeni gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda (I) nolu bentte açıklananan nedenlerle davacı vekilinin davalılardan Unok…AŞ hakkında verilen karara karşı temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine,
    (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle de davalılardan S...…AŞ hakkında verilen yeni hükme yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 05.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi