Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlulara gönderilen ödeme emri, 01.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiş olup, borçlular vekili, yapılan takiple ilgili olarak 15.12.2006 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak, borca ve faiz oranlarına itirazlarını bildirmiştir. Söz konusu itiraz, takibin şekline göre yasal 7 gün içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce reddedilmiştir.
Borçlular bu kez icra müdürünün ret kararını 20.03.2007 tarihinde icra mahkemesinde şikayet konusu yaparak dolaylı olarak ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu belirtmek suretiyle icra dosyasında 15.12.2006 tarihinde yapmış oldukları itirazın süresinde olduğunu sağlamaya çalışmışlardır. Görüldüğü gibi borçlular, yapılan ödeme emrine 15.12.2006 tarihinde vakıf olduklarından yasada öngörülen 7 günlük süre içerisinde tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmeleri gerekirken bu süreyi geçirerek icra müdürü işlemini şikayet konusu yaparak geçirilen başvuru süresine haklılık kazındırmaz. Mahkemece ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin reddi yerine kabulü isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.