Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte borçlu, çeke dayalı olarak yapılan takibin zamanaşımına uğradığını itirazen ileri sürmüştür. Borçlunun bu itirazı İİK.nun 168/5.madde kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki devreye dayanak yaptığı zamanaşımı itirazıdır. Alacaklı tarafından takip 9.8.2004 tarihinde başlatılmış olup, bilahere takipsiz bırakılması sonucu işlemden kaldırılması üzerine alacaklı tarafından 9.6.2006 tarihinde yenilenmiş, daha sonra alacaklının talebi üzerine borçluya 19.4.2007 tarihinde ödeme emri çıkarılması isteği üzerine 27.4.2007 tarihinde ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği görülmüştür.
TTK.nun 726/1.maddesi gereğince alacaklının müracaat hakkı ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Keza TTK.nun 730.madde göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken 662.maddesinde dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi ve alacağın iflas masasına bildirilmesi ile zamanaşımının kesileceği öngörülmüştür. Somut olayda takip konusu çekin ibraz tarihi 15.3.2004 olup, yasal 6 aylık süre geçmeden 9.8.2004 tarihinde takibe konulmuş ve bu şekilde yasada öngörüldüğü üzere zamanaşımı kesilmiştir. Ne var ki, zamanaşımının kesilmesinden sonra yeniden 6 aylık zamanaşımı süresi işleyeceğinden alacaklı bu süre içerisinde zamanaşımını kesen takip işlemi yapması gerekirken herhangi bir işlem yapmadığından açmış olduğu takip işlemsizlik nedeniyle dosya işlemden kaldırılmış, yenileme işlemi 9.6.2006 tarihi olduğu, bu durumda yasada öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuş olmaktadır. Keza yenileme tarihi olan 9.6.2006 tarihinden ödeme emri tebligatı çıkarılma istemi olan 19.4.2007 tarihleri arasında da 6 aylık zamanaşımı dolmuştur. Mahkemece takipten öncesine ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle istemin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.    
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/11/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.