9. Hukuk Dairesi 2014/27943 E. , 2016/1443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, ikramiye alacağı, yakacak bedeli alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdinin haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, ikramiye ve yakacak bedeli alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının diğer çalışan ... ile birlikte işi bıraktığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kıdem, ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK.’un HMK.’un 297. maddesine göre, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Anılan hükme göre maddi olayın hatalı saptanması, hukuki olarak nitelendirilmemesi, gerekçelendirilmemesi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki çelişki bozma nedenidir.
Mahkemece, karar gerekçesinde “…. Ücretin zamanında ödenmemesi işçiye iş akdini fesih hakkı vermektedir. İşçi dilerse iş akdini derhal bildirimsiz olarak fesheder, dilerse 34. maddedeki iş görme ediminden kaçınma hakkını kullanır. Davacının, çalıştığı dönem içerisinde yaptığı fazla çalışma karşılığında ücretlerinin ödenmediği, yıllık ücretli izinlerin kullandırılmadığı ve izin ücretlerin de ödenmediği tespit edilmiştir.
Davacının, iş akdinin 25.02.2011 tarihinde feshedildiği, davacının işe devam etmediğini bildiren davalı tanıkları işyeri çalışanı olup beyanlarına ihtiyatlı yaklaşılması gerektiği, işyerinde 8 yıla yakın çalışan işçinin hiçbir neden yokken işe devam etmemesi, işyerini terk etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu, en azından fazla çalışma ücretlerinin de ödenmemesi karşısında işverenin devamsızlık savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmakla devreden davalı işverenin sorumluluğu da dikkate alınmak suretiyle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir” denilmek suretiyle kıdem ve ihbar tazminatının tahsiline karar verilmiş ise de, feshin kim tarafından, ne suretle gerçekleştirildiği netleştirilmeden ve işçi tarafından feshin varlığı kabul edilmişçesine algı oluşturulup, kıdem tazminatı yanında bir de ihbar tazminatına hükmedilmiş olması ile karar gerekçesinde fazla çalışma ücreti alacağından % 50 oranında takdiri indirim yapıldığından bahsedilmesine rağmen, hüküm fıkrasında anılan alacak kaleminden % 25 oranında takdiri indirim uygulanması suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.