9. Hukuk Dairesi 2015/15586 E. , 2016/1408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacının Çalışma Bakanlığı Bölge Müdürlüğüne müracaat ederek, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödenmesini talep ettiği, iş teftiş kurulu başkanlığınca düzenlenen ve mahkemeye gönderilen rapor sonucu dava açılmıştır.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işe geç geldiğini, 8 gün devamsızlık yaptığını, gönderilen ihtarnameye cevap vermediğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, yıllık izin ücreti alacaklarının davacıya ödendiğini, fazla mesai uygulamasının söz konusu olmadığını savunarak davanını reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının başvuru tarihinden sonra, devamsızlık nedeniyle iş akdinin feshedildiği gerekçesiyle devamsızlık iddiasının dinlenemeyeceğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin kabulüne, yıllık izin ücretinin ödenmesi ve tanık beyanlarına göre fazla mesai ücret alacağının bulunmaması, Bölge Çalışma Müdürlüğüne yaptığı başvuru sırasında ücret alacağı talebinde bulunmaması nedeniyle daha sonra bu alacağı talep edemeyeceği greekçesiyle ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacının asgari ücret ile çalıştığı kabul edilmiş ve talepleri asgari ücret üzerinden yapılan hesaba göre hüküm altına alınmıştır. Davacı, davalı işyerinde muhasabe sorumlusu olarak beş yıl çalışmıştır. Bu şekilde vasıflı bir elemanın asgari ücret ile çalışması hayatın olagan akışına aykırı olup emsal ücret araştırması yapılarak davacının gerçek ücreti belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3- Ayrıca hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun hüküm fıkrasında gösterilmemesinin infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.