Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2016/2210
Karar No: 2018/969
Karar Tarihi: 25.04.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/2210 Esas 2018/969 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2016/2210 E.  ,  2018/969 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ceylanpınar Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 01.12.2015 gün ve 2015/223 E.- 2015/584 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 02.03.2016 gün ve 2016/6216 E.- 2016/5260 K. sayılı kararı ile;
    ".... Davacı; işe başladığı tarihten itibaren toplu iş sözleşmesi ile davalıya bağlı Ceylanpınar işletmesinde kadrolu işçi olarak çalıştığını, üyesi olduğu sendika ile TİGEM arasında toplu iş sözleşmesi yapıldığını, işverenin toplu iş sözleşmesinin servis taşıtlarını ve ücretini düzenleyen maddelerine uymadığını, ikametgahının bulunduğu yere servis verilmediğini , kendi aracı ile işe gidip geldiğini bu nedenle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen servis ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının ikametgahının işletmeye çok uzak olduğunu ve belirlenen mevcut servis güzergahlarına uymadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu edilen toplu iş sözleşmelerinde işçilerin ikametgahlarına servis temin edilmesi gerektiği hükme bağlanmış bulunsa da bu hususun yalnızca işyeri ile Ceylanpınar İlçe Merkezi olarak anlaşılması gerektiği, davalı Kurumun Ceylanpınar İlçesine ve Viranşehir iİçesine bağlı tüm köylere servis temininin zorunlu olduğunun anlaşılmasının mümkün olmadığı, davacının ilçe merkezinde çalışmasına rağmen köyde oturmaya devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı işverenin Ceylanpınar ve Viranşehir İlçelerinin tüm köy ve mezralarına servis sağlaması gerektiğinin iddia edilemeyeceği ve bu kapsamda davacının servis ücreti talep edemeyeceği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Taraflar arasında davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan servis ücretine hak kazanıp kazanamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır .
    Somut olayda davacının, 01.01.2013 tarihine kadar Tarım İş Sendikasına, bu tarihten sonra da Öz Orman İş Sendikasına üye olduğu ve davalı TİGEM adına TÜHİS ile Tarım İş Sendikası arasında 01.01.2011 – 31.12.2012 tarihlerini kapsayan 14. dönem Toplu İş Sözleşmesi, yine davalı TİGEM adına TÜHİS ile Öz Orman İş Sendikası arasında ise 01.01.2013 – 31.12.2014 tarihlerini kapsayan 1. dönem Toplu İş Sözleşmesinin imzalandığı ve her iki toplu iş sözleşmesinin servis taşıtından faydalanma başlıklı maddesine göre işçilerin taşıt kanunları hükümleri dahilinde, idareye ait servis arabasından ücretsiz olarak faydalanacakları ve işletmede veya iş yerinde çalışan sendika üyesi işçilerle gece nöbetinde kalan gözetleyici ve şoförleri, ikametgahtan iş yeri merkezine, iş yeri merkezinden ikametgaha getirmek ve götürmek için işverence her gün servis arabası verileceği ve servis aracı temin edilmemesi durumunda ise, işçinin fiilen çalıştığı günlerde ödenmek üzere, belediye rayicine göre servis ücreti ödeneceğinin yazılı olduğu görülmüştür. Toplu iş sözleşmesi metni açık olup davacının sendikaya üye olduğu tarihten itibaren bu Toplu İş Sözleşmesi hükmünden faydalandırılarak fiilen çalıştığı günlere karşılık belediye rayicine göre tespit edilecek servis ücretinin hesap edilip hüküm altına alınması gerekirken mahkemece yazılı gerekçe ile talebin reddi hatalı olup bozma nedenidir. ..."
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava servis ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili müvekkilinin davalıya ait işletmede kadrolu işçi olarak çalıştığını, sendika üyesi olarak toplu iş sözleşmesinden yararlandığını, Toplu İş Sözleşmelerinin (TİS) "Servis Taşıtından Faydalanma" başlıklı hükümlerine göre köyde oturan, servis tahsis edilmemesi nedeni ile işe gidiş gelişini özel aracı ile yakıt parasını cebinden karşılayarak sağlayan davacıya servis ücreti ödenmesi gerektiği hâlde ödenmediğinden servis ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili Toplu İş Sözleşmelerinde hüküm altına alınan servis yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacı ile ihale açıldığını, ihaleyi alan iş ortaklığı ile yapılan sözleşmeye ek şartnamenin 2"nci maddesinde belirlenen güzergâhlara servis tahsis edildiğini, servis imkanı bulunmayan güzergâhta oturanların ise Ceylanpınar merkezi ile işletme müdürlüğü arasında tahsis edilen aracı kullandıklarını, servis güzergâhlarının 01.01.2013-31.12.2014 yürürlük süreli TİS"in 49"uncu maddesinin (f) bendinde belirtildiği üzere sendikanın görüşü alınarak belirlendiğini, bu nedenle belirlenen servis güzergâhları dışında ikamet eden işçiler için müvekkilinin servis sağlama veya servis ücreti verme zorunluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece toplu iş sözleşmelerinde işçilerin ikametgâhlarına servis temin edilmesi gerektiği yönünde düzenleme bulunmakta ise de, bunun işyeri ile Ceylanpınar İlçe merkezi olarak anlaşılması gerektiği, öte yandan davalının bir kısım köylere ve başka ilçe merkezlerine servis temin ettiği iddia edilmiş ise de, davalının Ceylanpınar İlçesinin tüm köylerine servis temin etmek zorunda olduğu şeklinde anlaşılmasının mümkün olmadığı, davacının ilçe merkezinde çalışmasına rağmen köyde oturmaya devam etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, Ceylanpınar Kaymakamlığının internet sitesindeki bilgilere göre İlçeye bağlı 35 köy ve 14 mezra; merkezde 1 belediye ve 14 mahalle bulunduğu, davalının tüm köy ve mezralara servis sağlaması gerektiğinin iddia edilemeyeceği, bu nedenle davacının servis ücreti talep edemeyeceği, ilçe merkezinde oturmasına engel hâl bulunmadığı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi emsal kararının da göz önüne alınması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde belirtilen nedenle bozulmuştur.
    Mahkemece önceki gerekçe genişletilmek sureti ile direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davacı vekili tarafından Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddesinin somut olarak işçi lehine hüküm içerdiği, bu hükmün yorumu mümkün olmadığı gibi bu durumun öngörülebilir olduğu, iki yılda bir toplu iş sözleşmesi yapıldığı, davacının da baştan beri ikametinin aynı olduğu, istenmesi hâlinde bu hükmün toplu iş sözleşmesinden çıkarılması mümkün iken yapılmadığını, aslında TİS"lerin bu hükümlerinin köylerde ikamet edenlere yönelik olduğu, zira şehir merkezine zaten servis temin edildiği, bu nedenlerle Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz edilmiştir.
    Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacının üyesi olduğu Sendikalar ile davalı işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmelerinin "Servis Taşıtından Faydalanma" başlıklı hükümlerine göre işletmenin bulunduğu Ceylanpınar İlçe merkezi dışında ikamet
    eden davacının servis ücretine hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Toplu iş sözleşmesi işçi kuruluşları ile işveren kuruluşları veya işveren arasında iş (hizmet) sözleşmesine uygulanabilecek çalışma şartlarını belirleyen ya da düzenleyen sözleşmedir. Toplu iş sözleşmesi işçilerle işverenler arasındaki iş ilişkisini değil, sadece bir veya birçok işyerinde, bir işletmede
    ya da işkolunda uygulanabilecek çalışma/çalıştırma şartlarını düzenlemektedir. Öte yandan toplu iş sözleşmesi onu bağıtlayanlar arasında hukuki ilişkiler doğurmaktadır (Ünal N.: İş Hukuku II Toplu İş İlişkileri, Yeni Mevzuata Göre Yazılmış 2. Baskı, s:292).
    Nitekim 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun (6356 sayılı Kanun/Kanun) 2"nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki tanıma göre, toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi ifade etmektedir.
    Kanunun 33"üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki hükümlerde ise 2"inci maddedeki tanıma uygun hükümlere yer verilmiş ve toplu iş sözleşmesinin, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içereceği ayrıca tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümlere de yer verilebileceği belirtilmiştir.
    Bu durumda toplu iş sözleşmeleri tarafların hakları ve borçları yanında asıl ve ağırlıklı olarak iş sözleşmelerine uygulanacak (normatif) hükümleri içermektedir. Normatif hükümler emredici kanun hükmü gibi kapsamına aldığı iş sözleşmelerine uygulanırlar. Buradan çıkan sonuç ise, iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağıdır. İş sözleşmesindeki toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerin yerini toplu iş sözleşmesi hükümleri alacaktır. Toplu iş sözleşmelerine kanunen belirlenen amacı içinde kalmak ve kesin emredici nitelikteki kanun hükümlerine aykırı bulunmamak şartı ile iş sözleşmelerinin yapılmasına, türlerine, şekillerine, çalışma şartlarına ve iş sözleşmelerinin sona ermesine ilişkin hükümler konulması mümkündür.
    Toplu iş sözleşmesine taraflar hizmet (iş) sözleşmeleri için belli bir şekil şartı koyabilecekleri gibi, bazı kimselerle sözleşme yapılmamasını ya da yapılmasını, bazı kimselerin öncelikle işe alınmasını kararlaştırabilirler. Yine toplu iş sözleşmesi akdeden taraflar iş sözleşmesinin muhtevasına ilişkin olarak ücret, ücretin ekleri, fazla çalışma, dinlenme hakları özellikle tatil ve izinler ve diğer işçilik hakları konularında düzenlemeler yapabilecekleri gibi iş sözleşmesinin sona ermesi nedenleri, özellikle fesih yetkisinin sınırlanması ve feshe bağlanan kanuni sonuçlar hakkında da toplu iş sözleşmesine hüküm koyabilirler (Ünal, N.: a.g.e. s:357).
    Toplu iş sözleşmesine ile iş sözleşmelerine ilişkin olmak üzere hükümler konulması mümkün ise de konulacak hükümlerin kanunların emredici hükümlerine aykırı olamayacağı açıktır. Ancak burada sözü edilen kanunun emredici hükümlerini mutlak emredici hükümler olarak anlamak gerekir. Örneğin toplu iş sözleşmesi ile kıdem tazminatı tavanının değiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak nispi emredici hükümlerin yani işçi lehine konulan hükümlerin aksinin toplu iş sözleşmesi ile işçi lehine değiştirilmesi mümkündür. Örneğin mevsimlik işçilerin yıllık izin hakkı olmadığına dair 4857 sayılı İş Kanunu"nun 53/3"üncü maddesinin aksine bir düzenleme yapılarak mevsimlik işçilere yıllık izin hakkı tanınması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılabileceği gibi, yine 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17"nci maddesindeki ihbar sürelerinin işçi lehine arttırılması mümkün olacaktır.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı vekili, Ceylanpınar İlçe merkezi dışında oturan ve servis imkânından yararlanamayan, yakıt parasını cebinden ödeyerek işe özel aracı ile gidip gelen müvekkiline Toplu iş Sözleşmelerinin "Servis Taşıtından Faydalanma" başlıklı hükümlerine göre servis ücreti ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
    Davalı ... (TİGEM) ile Bağlı İşyerleri için Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile Türkiye Orman-Topraksu Ve Tarım Sanayii İşçileri Sendikası (Tarım-İş) Arasında İmzalanan 14. Dönem 01.01.2011-31.12.2012 yürürlük süreli İşletme Toplu İş Sözleşmesinin " Servis Taşıtından Faydalanma" başlıklı 48"inci maddesinde;
    "İşçiler, taşıt kanunları hükümleri dâhilinde, idareye ait servis arabasından ücretsiz olarak faydalanırlar.
    a- İşletmede veya işyerinde çalışan sendika üyesi işçilerle gece nöbetinde kalan gözetleyici ve
    şoförleri, ikametgâhtan işyeri merkezine, işyeri merkezinden ikametgâha getirmek ve götürmek için
    işverence her gün servis arabası verilir.
    Servis aracı temin edilememesi durumunda, işçinin fiilen çalıştığı günlerde ödenmek üzere
    Belediye rayicine göre servis ücreti ödenir..." hükmü bulunmaktadır.
    Bu maddenin (b) bendinde Genel Müdürlük Merkez işyerlerinde çalışan işçiler bakımından servis
    hizmeti ile ilgili düzenlemeler yapılmış; (c) bendinde işyerinde ikamet eden işçilerle bekar işçilerin ve ayrıca sözleşme kapsamına giren işçilerin bakmakla yükümlü oldukları kimselerin hastalanmaları hâlinde servis hizmetinden yararlanmalarına ilişkin esaslara yer verilmiştir. (d) bendinde ise "İşyerinden uzak mahallerde ikamet eden işçiler, Ramazan ayında her gün, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de işverenin temin edeceği servis arabaları ile götürülüp getirilirler." yönünde bir düzenleme bulunmaktadır. İhtiyaca göre servis arabalarının güzergâhının ve gideceği yerlerin sendika temsilcisinin görüşü alınarak belirleneceği maddenin (f) bendinde hüküm altına alınmıştır.
    Davalı işveren (TİGEM) ile Bağlı İşyerleri için TÜHİS ile Öz Ormancılık Ve Tarım, Avcılık Ve Balıkçılık İşçileri Sendikası (Öz Orman-İş) Arasında İmzalanan 1. Dönem 01.01.2013-31.12.2014 yürürlük süreli İşletme Toplu İş Sözleşmesinin "Servis Taşıtından Faydalanma" başlıklı 49"uncu maddesinin de aynı doğrultuda düzenlemeler içerdiği görülmektedir.
    Öte yandan davalı işveren tarafından servis güzergâhlarını gösterir liste sunulmuş olup Ceylanpınar Merkez, Beyazkule ve Gümüşsu İşletme Merkezleri ile çeşitli şantiyelere servis temin edildiği ve servis güzergâhlarının belirlendiği tespit edilmiştir.
    Şu hâlde davalı işverence TİS"in tarafı olan Sendika temsilcisinin görüşü alınarak belirlenen güzergâhlara servis konulduğuna göre bu güzergâhlarda oturmayan işçilerin servis hizmetinden yararlanamamaları nedeni ile servis ücreti talep etmeleri mümkün değildir.
    Ne var ki, Toplu İş Sözleşmelerinin "Servis Taşıtından Faydalanma" başlıklı maddelerinin (d) bendindeki hüküm dikkate alındığında işverenin Ramazan ayında her gün, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde uzak mahallelerde oturan işçilere servis temin etme yükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda davacının Ramazan ayında ve hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının ispatlanması hâlinde bu günler için servis ücretine hak kazanacağının kabulü gerekir.
    Bu nedenle davacı işçinin Ramazan ayında, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı belirlenerek çalışmış ise, çalıştığı bu günler için hesap edilecek servis ücretinin hüküm altına alınması gerekir.
    Her ne kadar Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında Toplu İş Sözleşmelerinin servis hizmeti ile ilgili hükümlerinin yorumu gerektirmeyecek şekilde açık olduğu, bu hükümlere göre servis hizmetinden yararlanamayan davacı işçinin servis ücretine hak kazanacağı, bu nedenle Özel Daire bozma kararının yerinde olduğu, direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir.
    Hâl böyle olunca direnme kararı yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı değişik gerekçe ile BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.04.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi