4. Hukuk Dairesi 2021/3197 E. , 2021/2610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 10.07.2020 tarih ve 2020/İHK-11426 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu motorsiklette yolcu olarak bulunan davacının araçtan düşerek maluliyetinin oluştuğunu, davalıdan ödeme alındığını ancak maluliyetin arttığını belirterek ıslah dilekçesiyle geçici ve sürekli iş göremezlik olarak 57.019,52 TL , bakıcı gideri olarak 1.201,50 TL , belgesiz tedavi gideri olarak 2.000 TL olmak üzere toplam 60.221.02 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davacıya kaza nedeniyle ödeme yapıldığını sorumluluklarının sona erdiğini ileri sürerek davannı reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia,savunma,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, talebin kısmen kabulü ile 19.053,84 TL sürekli iş göremezlik, 720.90 TL geçici bakıcı gideri ve 2.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 21.774,74 TL tazminatın 03.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 500 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince,davacı vekilinin itirazının reddine, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne; 720,90 TL geçici bakıcı gideri ve 2.000,00TL tedavi gideri olmak üzere toplam 2.720.90 TL tazminatın 03.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 500 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile diğer talepler yönünden fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilin aşağıdaki (2-a,b) ve (3)nolu bentlar dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin aşağıdaki (2-b) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilince trafik kazası nedeniyle davacıya %4.10 maluliyet oranı üzerinden ödeme yapıldığı ancak yeniden alınan rapora göre %9,2 oranında maluliyet tespit edildiğini artan maluliyetin bulunduğu belirtilerek geçici ve sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri ve belgesiz tedavi gideri talep edilmiştir.Uyuşmazlık hakem heyetince, sürekli iş göremezlik bakıcı gideri ve belgesiz tedavi gideri yönünden talebin kısmen kabulüne, geçici iş göremezlik yönünden talebin reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyetince davacının KTK 111. maddesine göre iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde bakiye maluliyet tazminatı talep etmediği, davalı ile mutabakatnameden anlaşıldığı üzere %4.10 maluliyet üzerinden anlaşma ile 16.06.2017 tarihinde ödeme aldığı, ibranamede ihtirazi kayıt da bulunmadığı gerekçesiyle sürekli iş göremezlik talebinin reddi ile bakıcı gideri ve belgesiz tedavi gideri yönünden talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir.
a-Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794).
Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı KTK"nın 109/I. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar" hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir" hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 111/2. maddesi ise yapılan ödemenin yetersiz kaldığı iddiası karşısında önem arzetmektedir.
Artan maluliyet oranı ve gelişen yeni durum nedeni ile zamanaşımı süresinin başlangıcı ise bu yeni durumun ortaya çıktığı tarih olup davacı vekilince de artan maluliyet oranına ilişkin tazminat talep edildiğine ve sigorta şirketince yapılan ödemenin ilk kalıcı sakatlığa ilişkin olduğu da gözetildiğinde düzenlenen ibranamenin artan maluliyet oranını kapsamadığı ve zamanaşımı süresinin de her halükarda bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda ceza (uzamış) zamanaşımı süresinin dolmadığının gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
b- Davacının artan maluliyete ilişkin talebi bulunmasına ve bu talebin yanında geçici iş göremezlik bakıcı gideri ve belgesiz tedavi gideri talepleri bulunması karşısında İtiraz Hakem Heyetince yapılacak iş, davalı ... nezdinde açılan hasar dosyasının (ödeme dekontlarıyla birlikte davalı tarafça yapılan ödemelerin hangi talebe ilişkin olduğu, ödemelere dayanak maluliyet raporu ile hesap raporunu, taraflar arasında düzenlenen anlaşma ve ibranamenin) eksiksiz olarak getirtilmesi, daha sonra hasar dosyası kapsamında alınan ancak dosyada bulunmayan %4.10 oranında olduğu belirtilen maluliyet raporu ile davacının eldeki dosyaya sunduğu 08.11.2019 tarihli Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı’nın %9,2 oranındaki maluliyet raporu irdelenmek suretiyle davacının kaza nedeniyle artan maluliyetinin bulunup bulunmadığının, kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespiti için, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden ya da Üniversite
Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun, yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda TBK.nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmakta ise de bu indirimin yapılabilmesi için davalının süresi içerisinde savunmasında bu hususu ileri sürmesi icap eder.
Dava HMK.nun yürürlükte bulunduğu tarihte açılmış olup davalı vekili cevap dilekçesinde hatır taşımasına ilişkin savunmada bulunmamış, tahkikat aşamasında bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu beyan dilekçesinde hatır taşıması savunmasında bulunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince hesaplanan tazminattan hatır taşıması nedeni ile %20 oranında indirim yapılmıştır. Ancak hatır taşıması savunmasının itiraz değil def"i olduğu ve alacağın talep edilebilirliğini engelleyici işlev gören def"ilerin ancak belirli sürelerde ileri sürülebileceği; alacağı ortadan kaldıran ve her aşamada ileri sürülebilen itirazlardan olmadığı dikkate alınmak suretiyle; davalı tarafça savunmada süresinde ileri sürülmeyen hatır taşıması indirimi yapılmaması gerekir iken hatır taşıması indirimi yapılması isabetli değildir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK md. 52 de düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekir.
Somut olayda Uyuşmazlık Hakem Heyetince hesaplanan tazminattan müterafik kusur nedeni ile %20 oranında indirim yapılmıştır. İtiraz hakem heyetince de davacının ifade tutanağında açlıktan bayılarak motorsikletten düştüğünü beyan etmesi ve düşmesinde kendi kusurunun da bulunduğu gerekçesiyle müterafik kusur indirimine karşı yapılan itirazların reddine karar verilmiş ise de gerekçe hüküm kurmak için yeterli değildir. Bu durumda itiraz hakem heyetince yukarıda belirtilen hukuki olgulara göre müterafik kusur yönünden değerlendirme yapılarak ve karar yerinde tartışılarak ayrıntılı gerekçe ile karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açılanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2-a,b) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (2-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 08/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.