9. Hukuk Dairesi 2015/27647 E. , 2016/7838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının davalı işyerinde 16/07/2012 tarihinden itibaren makam şoförü olarak çalışmaya başladığını, davalı işverenin müvekkilinin iş akdini haksız ve usule aykırı olarak 30/09/2014 tarihinde feshettiğini, fesih gerekçesi olarak müvekkilinin işten çıkışlarda parmak okutmadığından bahsedildiğini, bu gerekçenin tamamen uydurma olduğunu iddia ederek davacının işine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının iş akdinin davalı şirket ile imzaladığı ikale sonucu sona erdiğini, ikalenin tarafların karşılıklı serbest iradeleri ile imzaladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; tarafların 25/09/2014 tarihli ikale sözleşmesi ile iş akdinin karşılıklı feshedilmesini kararlaştırdıkları, sözleşmede davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti için ödeme yapılacağının, ayrıca iş güvencesi tazminatı olarak 3 aylık ücreti tutarında brüt 6.152,25 TL"nin ödenmesinin kararlaştırıldığının sabit olduğu, davacı tarafça sözleşmenin sıhhatine ilişkin herhangi bir itiraz söz konusu olmadığı, davacıya ikale sözleşmesinde iş güvencesi tazminatının ödeneceğinin kararlaştırılması hususu da dikkate alındığında davacının ikale sözleşmesi yapmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar süresinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında iş akdinin ikale ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçi ve işveren iradelerinin iş sözleşmesinin feshi konusunda birleşmesi, bir tarafın feshi niteliğinde değildir. İş Kanununda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur.
İş ilişkisinin bozma anlaşması yoluyla sona erdirildiğine dair örnekler 1475 sayılı İş Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansımadığı halde, iş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle 4857 sayılı İş Kanunu sonrasında giderek yaygın bir hal almıştır. Bu noktada, işveren feshinin karşılıklı anlaşma yoluyla sona erme gibi gösterilmesi suretiyle iş güvencesi hükümlerinin dolanılması şüphesi ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla irade fesadı denetimi dışında tarafların bozma sözleşmesi yapması konusunda makul yararının olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Makul yarar ölçütü, bozma sözleşmesi yapma konusunda icabın işçiden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır1. İrade fesadı halleri hariç işçiden gelmesi halinde salt kıdem tazminatının ödenmesi makul yarar için yeterli kabul edilebilir. Ancak işverenden gelmesi halinde ise kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi yeterli değildir. En azından işe başlatmama tazminatının alt sınırı olan 4 aylık ücret tutarında ilave bir ek ödemenin ödenmesi gerekir.
Diğer taraftan iş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibranamenin geçersizliği gibi ileriye dönük olarak iş sözleşmesinin sona erdirilmesi yönündeki sözleşmenin (ikalenin) iş akdi devam ederken geçersizliğinin tartışılması gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı vekili, davacıya ikale sözleşmesi ile birlikte kendisine fesih bildirimi ve ibraname imzalatıldığını, davacının bu iki belgeyi ihtirazı kayıt koyarak imzaladığını iddia etmiştir. Davalı işveren tanığı ve davacının iş akdinin fesih sürecinin başında olan insan kaynakları müdürü beyanında, davacıya ikale sözleşmesi ile birlikte ibraname de gösterildiğini, ancak ayrı bir fesih bildirimi olmadığını beyan etmiştir. Taraflar arasında iş sözleşmesinin sona erdirilmesi sözleşmesi 25.09.2014 olup, iş sözleşmesi ise 30.09.2014 tarihinde sözleşmeden beş gün sonra feshedilmiştir. Davacı ibranameye ihtirazı kayıt koyduğunu ve fesih bildirimi yapıldığını iddia etmiştir. Mahkemece, iddia ve savunmada bahsi geçen ibraname ve fesih bildirimine ilişkin evraklar getirtilerek bu belgeler ışığında dosya içinde bulunan ikale sözleşmesi yukarda açıklanan hukuki olgular kapsamında değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.