17. Hukuk Dairesi 2015/6829 E. , 2018/494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Operasyonel Taşıt Kiralama ve Turizm A.Ş., ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın yaya olan davacıların desteğine çarparak ölümüne neden olduğunu, kazanın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığını belirterek; her bir davacı için 25.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, kusur durumuna itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... Taşıt Kiralama Şirketi vekili; 21.11.2005 yılında yapılan uzun süreli araç kiralama sözleşmesi uyarınca aracı 36 aylığına kiraya verip teslim ettiklerinden işleten olarak sorumluluklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için 8.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, her iki davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin (3) nolu bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Davalı ... Taşıt Kiralama Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı işletenin kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır. şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda, 21.11.2015 tarihli kira sözleşmesinde kazaya neden olan araç 36 aylığına davalı tarafından kiralanmış olup bu sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğinin de kabulü gerekir.Davalı, yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, mahkeme tarafından sözleşmenin 3. kişilere karşı hüküm ifade etmeyeceği gerekçesi ile davalının işletenlik sıfatının kabul ettiği belirtilmiştir.Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.Budurumda mahkemece, aracın ruhsatından davalı tarafın araç kiralama işi ile uğraştığının anlaşılabildiği hususu da gözetilerek, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları detaylı bir şekilde araştırılarak ve tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3-Her iki davalı tarafın manevi tazminatın miktarına yönelik yapmış oldukları temyiz itirazlarının bozma neden ve şekline göre şu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Taşıt Kiralama A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, her iki davalı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik yapmış oldukları temyiz itirazlarının şu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 01/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.