Taraflar arasındaki "el atmanın önlenmesi ve meskenin eski hale iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Afyonkarahisar 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.11.2009 gün ve 2006/1051 E - 2009/1870 K. Sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 16.07.2010 gün ve 2010/2656-10959 sayılı ilamı ile;
(.... Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan F. Y..’nun zemin katta bulunan 1 numaralı mesken nitelikli bağımsız bölümünü işyerine dönüştürdüğünü, ayrıca; davalının bahçeye de müdahale ettiğini belirterek, meskenin ve bahçenin eski hale getirilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu edilen projeye aykırılıkların dosya içerisinde bulunan ve “tutanaktır” başlıklı 29.07.2005 günlü muvafakatname ile gerçekleştirildiği; adı geçen belgeyi davacının da imzaladığı anlaşılmakla; davacının vermiş olduğu bu muvafakatname karşısında böyle bir dava açmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı gözetilerek davanın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılardan F. Y.. vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; varılacak sonuca göre, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; mahkeme, ilk kararında “..kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bölümde, iş yeri açılabilmesi için tüm kat maliklerinin yöntemince toplanıp bu konuda oy birliğiyle karar almaları gereklidir. Bir kat malikinin ya da vekilinin kat malikleri kurulu toplantısına katılmadan dışarıdan rıza ve onayının alınmış olması geçerli değildir. Kat malikleri kurulu toplantısı yapılmadan kat maliklerinden imza toplanmak yoluyla alınmış bir muvafakat da kanunun açık hükmü karşısında geçerlilik taşımamaktadır.” gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiş; bu karar davalılar vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkeme bu kez direnme olarak adlandırdığı kararında, açıkça bozmadan esinlenerek, daha önce kararında yer almayan “dürüstlük kuralı” na ilişkin değerlendirmelere de yer vermiş; davacının tutanak adlı belgeyi imzalamadığını savunduğuna göre dürüstlük kuralına aykırı davrandığını kabule olanak bulunmadığı, davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığının ispat edilemediği, gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiştir.
Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu bu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan F. Y.. vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.11.2011 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.