Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2011/2-586
Karar No: 2011/645
Karar Tarihi: 19.10.2011

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/2-586 Esas 2011/645 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ve davacı arasındaki boşanma davası, Bakırköy 9. Aile Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı bozarak dosyanın yeniden incelenmesini istemiştir. Yeniden incelenen dosya sonucunda mahkeme önceki kararda direnmiş, bu karar da davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu yapılan incelemede, mahkemenin yeni bir gerekçe ile karar verdiği ve eski kararla ilgili bir değişiklik yapmadığı, bu nedenle de dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar vermiştir. Kararda bahsedilen kanun maddesi TMK.md. 166/1'dir.
Hukuk Genel Kurulu         2011/2-586 E.  ,  2011/645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bakırköy 9.Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 16.03.2011
    NUMARASI : 2010/1080 E -2011/186 K.

    Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 9.Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.01.2009 gün ve 2008/255 E-2009/9 K sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.09.2010 gün ve 2010/12881 E-15335 K sayılı ilamı ile;
    ("...Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalının, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya  (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır...”)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

                 HUKUK GENEL KURULU KARARI

               Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
     Davacı vekili,  davalı ile müvekkilinin 1988 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını, evlendikten bir yıl sonra Fransa"ya gittiklerini, ancak aralarında uyumsuzluk yaşandığını, 1990 yılında da davalının Türkiye"ye döndüğünü, bundan sonra da bir araya gelmediklerini, bu arada müvekkilinin 1994 yılında kaza geçirerek tekerlekli sandalyeye mahkum olduğunu, tedavi süresi içinde de davalı eşinin yanında bulunmadığını, tarafların 19 yıllık evli olmalarına karşın 18 yıldır ayrı yaşadıklarını, bir araya gelme olanağının da bulunmadığını, ifadeyle tarafların boşanmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, 1989 tarihinde evlenip, Fransa’ya gittiğini, evliliğin daha ilk ayından itibaren davacı tarafın uygunsuz davranışları ve işleri, kendisini dövmesi nedeniyle evlilik birliğinin sarsıldığını, kendisinin 1990 yılında Türkiye’ye dönmesinden itibaren davacı ile bir araya gelmediklerini, kendisinin de boşanmak istediğini, ancak açtığı davaları takip edemediğini, davacının sakatlığının ayrı oldukları dönemde gerçekleştiğini, davacının davasında haksız olduğunu savunmuş; nafaka istemiştir.
    Mahkemece, davacının iddiasını ispat yükü altında olup, taraflar arasında boşanmaya karar verilebilecek bir geçimsizliğin varlığının anlaşılamadığı gerekçesi ile davacının davasının reddine, davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
    Davacının temyizi üzerine; Özel Dairece,  davalının, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin sabit ve mevcut olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğunu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmediği, boşanmaya karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece önceki kararda direnildiği ifade edilerek dava reddedilmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut uyuşmazlık bu açıdan incelendiğinde; mahkemece, ilk kararda direnildiğinden bahisle karar verilmiş ise de, önceki kararda “davalının evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirip getirmediği” hususları hiç irdelenmediği halde, temyize konu kararda bozmadan esinlenilerek, yine bozma ilamında işaret olunan şekilde, bu husus ilk defa irdelenmiş; dolayısıyla bu gerekçe Özel Dairece de denetlenmemiştir. Bu haliyle, temyize konu kararın gerekçesi tamamen yeni bir gerekçe olup, ilk kararın gerekçesinin yasal sınırlarda genişletildiğinden de söz edilemez.
    Hal böyle olunca; mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi ise, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

     

     


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi