Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2011/20-501
Karar No: 2011/533

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/20-501 Esas 2011/533 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sındırgı Kadastro Mahkemesi tarafından verilen ve bozma kararı ile Yargıtay'a gönderilen dava, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından incelenerek yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemenin önceki kararında direnmesi sonucu sonuçlandı. Ancak bu kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı tartışmalıdır. Bozulmaya uyulması sonucunda usuli kazanılmış haklar oluştuğu ve bunların gerçekleşmesi gerektiği belirtilir. Bu ilke kamu düzeni ile ilgilidir ve Yargıtay tarafından dikkatle ele alınmalıdır. Kararda, usul hukuku ile ilgili farklı kanun maddeleri incelenir ve bahsedilen ilkeler detaylıca açıklanır. H.U.M.K.'nun 429. maddesi, bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemleri belirtir. Ayrıca, usuli kazanılmış hakların korunması ilkesi de vurgulanır.
Kanun Maddeleri:
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429/2 maddesi
- 434. madde
- H.U.M.K.nun 429. maddesi
Hukuk Genel Kurulu         2011/20-501 E.  ,  2011/533 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sındırgı Kadastro Mahkemesi
    TARİHİ : 22/12/2010
    NUMARASI : 2009/8-2010/94

     Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sındırgı Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.02.2009 gün ve 2007/52-2009/23 sayılı kararın incelenmesi Davacı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.06.2009 gün ve 2009/7682-9775 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önce bozmaya uyulmuş, daha sonra önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN:  Davacı Hazine vekili      

      HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Mahkemenin ilk kararının Özel Dairece bozulmasından sonra yapılan yargılamanın 10.03.2010 tarihli celsesinde verilen ara kararı ile bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, ancak 22.12.2010 tarihli son celsede bu karardan dönülerek eski kararda direnilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
    Burada "usul hukuku" ile ilgili ortaya çıkan sorun; tarafların beyanları alındıktan sonra mahkemece “ bozmanın usul ve yasaya uygun bulunduğu belirtilerek bozmaya uyulmasına”  ilişkin ara kararı oluşturulmasına karşın, sonraki celselerde bu karardan dönülerek açıklanan bu hukuki sonucun tam aksine bir karar verilmesinin hukuken mümkün olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır.
    Öncelikle belirtelim ki, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/2 maddesinde bozma sonrası mahkemece yapılacak işlemler açıklanmıştır. Buna göre; mahkeme, temyiz edenden 434 madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip, dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verecektir.
    Mahkemece tarafların beyanlarının alınıp bozmaya uyulmasına da karar verildikten sonra yapılacak iş; bozma gereklerinin yerine getirilmesi olmalıdır. Zira, mahkemece bozmaya uyulması yönünde oluşturulan karar bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine neden olur.
    Nitekim, 04.02.1959 gün ve 1957/13-E. 1959//5 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da (R.G. 28.04.1959 gün sayı:10193) usuli kazanılmış hakkın hukukumuzdaki yeri; 
    “Temyiz merciince bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde bozulan kararın bozma sebeplerinin şümulü dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usuli hükümdür. Bir cihetin bozma kararının şümulü dışında kalması da iki şekilde olabilir. Ya o cihet, açıkça bir temyiz sebebi olarak ileri sürülmüş fakat dairece itiraz reddedilmiştir; yahut da onu hedef tutan bir temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına rağmen dosyanın Temyiz Dairesince incelendiği sırada dosyada bulunan yazılardan onun bir bozma sebebi sayılması mümkün bulunduğu halde o cihet dairece bozma sebebi sayılmamıştır. Her iki halde de o konunun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemece uyulmuş olması, taraflardan birisi lehine usuli bir müktesep hak meydana getirir ki, bu hakkı ne mahkeme, ne de Temyiz Mahkemesi halele uğratabilir. Zira umumi müktesep hakkın tanınması da amme intizamı düşüncesiyle kabul edilmiş bir esastır.” 
    şeklinde açıklanmıştır.
    Somut olayda da, Davacı yanın temyizi üzerine verilen Yargıtay bozma kararı ve yerel mahkemenin bu karara  uyması ile “bozma kararı dışında kalan hususlar kesinleşmiş olup” davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Burada usuli kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olacak istisnai bir durumda bulunmadığına göre artık uyma yönünde verilen karardan dönülerek önceki kararda direnilmesi usulen olanaklı değildir. Bu ilke Kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
    Açıklanan nedenlerle; Mahkemece,  bozmaya uyulmakla gerçekleşen usuli kazanılmış hak nazara alınarak hükmüne uyulan bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken, uyma kararından dönülüp direnme kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    S O N U Ç   : Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 21.09.2011 gününde, oybirliği  ile  karar verildi.

     

     
     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi