9. Hukuk Dairesi 2016/7439 E. , 2016/6966 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının tahsili için başlatılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirket yanında 06/03/2008- 27/09/2013 tarihleri arasında imalat kısım şefi olarak çalıştığını, işverence iş akdine haksız olarak son verildiğini, davalı ile kıdem ve ihbar tazminatı miktarı konusunda 30/09/2013 tarihi itibariyle mutabık kaldıklarını, bu mutabakat metni gereği müvekkiline 17.980,35 TL. net kıdem tazminatı ve 6.821,63 TL. net ihbar tazminatı ödemesinin aynı gün derhal yapılması gerektiğini, aradan 7 gün geçmiş olmasına rağmen tazminatların ödenmemesi nedeniyle Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7712 Sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibine giriştiklerini, ödeme emrinin tebliği üzerine aynı gün davalının, müvekkilinin banka hesabına takip konusu alacakları ödediğini, yetki ve esas yönünden takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, takip konusu alacağın miktarı ve ödendiği yönünde taraflar arasında çekişme bulunmadığını, çekişme konusunun borçlunun icra takibine sebebiyet verip vermediği olduğunu, somut olayda ödeme ve miktar yönünden anlaşmaya varıldığını, 3 gün sonra gelip parasını almak üzere davacının gönderildiğini, daha sonra gelmesi beklenen davacı yerine müvekkiline ödeme emri tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin kendisi temerrüde düşürülmeden yapılan icra takibine itiraz ederken davacı için ayırdığı parayı da banka hesabına gecikmeksizin yatırdığını, davacının tamamen kötü niyetli olduğunu, kendisine takip konusu meblağın anlaşma gibi ödeneceğinden kuşkusu bulunmadığını, amacın alacağı tahsil etmek değil şirkete icra takip masrafları ve avukatlık ücreti ödetebilmek olduğunu, davacının MK. 2. maddesi ve HMK. nun 29. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına uymadığını, davaya konu edilen 3.200,00 TL"nin nasıl hesap edildiğinin de anlaşılamadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının davalı işyerinde çalışırken işveren davalı tarafça iş akdine 27/09/2013 tarihinde son verildiği, SGK. na verilen işten ayrılış bildirgesinde de işten ayrılış tarihi olarak aynı tarihin gösterildiği, davacıya ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı miktarları konusunda tarafların mutabakata vardıkları, 30/09/2013 tarihli “Personel Kıdem ve İhbar Tazminatı Hesabı” tablosunu birlikte imzaladıkları, işverenin aynı gün karalaştırılan tazminatları ödemesinin beklenemeyeceği, davacının davalıya herhangi bir başvurusu olmadan, ödeme konusunda herhangi bir ihtar yapmadan, işvereni temmerrüde düşürmeden 08/10/2013 tarihinde takibe giriştiği, zira ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmesi üzerine aynı gün davacı adına ödemenin tam olarak yapıldığı, davacının bu şekildeki davranışının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı, dava konusunun 3.200 TL. olarak nasıl belirlendiğinin anlaşılamadığı, davanın yersiz ve zamansız açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi uyarınca “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle;…borçlu temerrüde düşmüş olur”.
Halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. Maddesi uyarınca kıdem tazminatı yasa gereği fesih tarihinde ödenmelidir. Kısaca işveren bu tarihte temerrüde düşmüş olur ve işçinin ihtarına da gerek yoktur.
Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 27.09.2013 tarihinde işveren tarafından feshedilmiş ve davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı 30.09.2013 tarihi bordro ile işveren tarafından belirlenmiştir. Kıdem tazminatı açısından işveren fesih tarihinde yasa gereği temerrüde düştüğü gibi yukarda belirtilen 117. Madde uyarınca davalı işveren bordro ile bildirimde bulunduğundan ihbar tazminatı yönünden de 01.10.2013 tarihinde temerrüde düşmüştür.
Somut uyuşmazlıkta davalı işveren temerrüt gerçekleşmesine rağmen kıdem ve ihbar tazminatını ödememiş ve davacı işçi vekili aracılığı ile 08.10.2013 tarihinde icra takibine geçmiştir. İcra takibi de aynı zamanda temerrüt olmasa dahi muaccel olan alacak için temerrüt oluşturacaktır. Davalı icra takibi sonucu ödeme emrini 09.10.2013 tarihinde alması üzerine aynı gün davacının hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatını davacı adına banka hesabına yatırmış ve aynı gün borcu olmadığını belirterek icra takibine itiraz etmiştir. İtiraz üzerine de icra takibi durmuştur.
Yukarda açıklandığı gibi takipten önce bir temerrüt olduğu gibi borcun ödenmesi takip başladıktan sonradır. Burada davacının kötüniyetli olduğundan söz edilemez. Davalı ödeme emri gelmesi üzerine borcu ödemiştir. Ancak ortada takip tarihi itibarinde muaccel ve temerrüde düşürülen bir alacak nedeni ile takibin durdurulmasını gerektiren bir itiraz yoktur. Davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.