9. Hukuk Dairesi 2016/6005 E. , 2016/6958 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının davacıdan açacağı ... ... Dershanesi ve bilgisayar kursuna ortak edeceği vaadi ile kuruluş işlemlerini yapmasını istediğini, davacıya vekalet verdiğini ve davacının vekaleten yürüttüğü işlemler sonucu dershanenin kuruluş işlemlerini tamamlayarak işler hale getirdiğini ve dershane ile bilgisayar kursunda 7 ay koordinatör olarak görev yaptığını, kurs gören öğrencilere kendi branşında ders verdiğini, ancak alacaklarının ödenmediğini iddia ederek ders ücreti alacağı, koordinatör maaşı alacağı, dershanenin kuruluş işlemleri alacağı ve bilgisayar kursunun kuruluş işlemleri alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalının kurucusu olduğu dershane ve bilgisayar kursunun kuruluş işlemleri ile ilgilendiğini, karşılığını da aldığını, davalının davacıya yalnızca kuruluş işlemlerinde yardımcı olması için vekalet verdiğini, davacının dershanede ders verdiği, koordinatör olarak görev yaptığı iddiasının da doğru olmadığını, hiçbir alacağının bulunmadığını, ayrıca davanın iş mahkemesinin görev alanına girmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin “davacı ile davalı arasında hem vekalet sözleşmesi hem de iş sözleşmesi mevcut olduğu, vekalet ve iş ilişkisi sürelerinin ayrılarak, vekalet ilişkisinden kaynaklanan hak ve alacaklara ilişkin taleplerin genel mahkemede görülmesi gerekirken iş mahkemesinde görülmesinin hatalı olduğu” gerekçesi ile bozulmasından sonra yapılan yargılama sonunda, “davalı tarafından Gümüşyaka Beldesinde açılan dershane ve bilgisayar kursunun açılış işlemlerinin davacı tarafından Silivri 2.Noterliğinin 01.11.2004 tarihli vekaletnameye dayanılarak takip edildiği ve davacının dershanenin açılışında bulunduğu, seviye tanıtım derslerine katıldığı ve derse girdiği, davacının davalı adına dershane ve bilgisayar kursunun açılışını sağladığı, ders verdiği, Yargıtay bozma kararında belirtildiği gibi davacı ile davalı arasında vekalet ilişkisi ve iş ilişkisinin süreleri ayrılarak davacının vekalet ilişkisinden kaynaklanan hak ve alacaklara ilişkin taleplerinin ayrıldığı, davacının koordinatörlük hizmeti için alacağının alınması talebi ile ilgili açılan davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesi ile davacının dershane kuruluş işlemleri hizmet alacağı olarak 1000 TL ve bilgisayar kursu kuruluş hizmetleri karşılığı alacağı için 1000 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ders ücretleri alacağı talebinin atiye bırakılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi etmesi üzerine mahkeme kararı Dairemiz"in 29.09.2014 tarihli, 2012/31219 Esas, 2014/28344 Karar numaralı ilam ile "davacının kuruluş hizmetleri için yaptığı giderler vekalet ilişkisi kapsamında kalmaktadır. Anılan alacakların iş ilişkisi kapsamında kabul edilerek hüküm altına alınması hatalıdır. Mahkemece öncelikle talep edilen alacaklardan hangilerinin vekalet ilişkisi, hangilerinin iş ilişkisi kapsamında kaldıkları açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre bozma gereği yerine getirilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve dosyanın görevsizlik kararı ile Silivri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği gerekçesi ile davanın konusuz kalması sebebi ile esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekilinin vekalet ücretinin tavzih yoluyla düzeltilmesini talep etmesi üzerine İlk Derece Mahkemesi 01.12.2015 tarihli Ek Karar ile davalı lehine 1.500 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermiştir.
D) Temyiz:
Tavzih kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Hükümlerin tavzihi; hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur. H.U.M.K. m. 455"te; "hüküm müphem ve gayrivazıh olur veya mütenakız fıkralar ihtiva ederse icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakuzun ref"ini isteyebilir" denmektedir. H.U.M.K. m. 455"te belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. (YHGK"nın 14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E. 300 K. sayılı ilamı). Bunun gibi Yargıtay kararları hakkında da tavzih yoluna başvurulabilir. Tavzih kararı ile hükmün değiştirildiğini iddia eden temyiz yoluna başvurabilirse de, Yargıtay Dairesi"nin kendi kararlarının tavzihi ile ilgili verdiği kararlara karşı Hukuk Genel Kurulu"na temyiz yoluna başvurulamaz. (YHGK"nın 15.03.1969 gün ve 1969/2-466 E. 178 K. sayılı ilamı)
Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz. İlamın icraya konmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. İcra Müdürünün hükmü yorumlamak (tavzih etmek) yetkisi yoktur. Hüküm ancak onu vermiş olan mahkemece tavzih edilir.
Hakim tavzih yolu ile hükümde unuttuğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutulan vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001, cilt 5, sayfa 5270 vd.) Öte yandan, Yargıtay"ın istikrar kazanmış görüşüne göre maddi hata kazanılmış hak oluşturmaz.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 305/2 maddesi de "Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü ile de taraflara tanınan hakların ve yüklenen borçların tavzih yolu ile değiştirilemeyeceği kesin bir şekilde yasaklanmıştır.
Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, mahkemece gerekçeli kararda yer almayan vekalet ücretinin 1.500.00 TL olarak belirleyip tavzih talebeninin kabulü ile hükme eklenmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan tavzih kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.