9. Hukuk Dairesi 2016/5875 E. , 2016/6957 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 29.09.2009 tarihinden itibaren davalıya ait taşocağında vagon direkçi ve dinamit ateşçisi olarak çalışmaya başladığını, bu çalışmasının 03.05.2011 tarihine kadar aralıksız devam ettiğini, fiili çalışma son bulduğu halde davalının davacının sigorta primlerini 17.06.2011 tarihine kadar yatırmaya devam ettiğini, net ücretinin 1.970,00 TL olduğunu, üç öğün yemek ve işçi koğuşundan yararlandığını, davacıya yıllık izin ve hafta izni kullandırılmadığını, fazla çalıştırıldığı halde fazla mesai ücretinin de ödenmediğini, davacının çok yorulduğunu belirterek dinlenmek için davalıdan izin talep ettiğini, davalının başka ateşçi ve vagon direkçi olmadığını belirterek izin vermeye yanaşmadığını, davacının o halde çıkışının verilmesini ve tazminatlarının ödenmesini istediğini, davalı buna da yanaşmayınca kendisinin işten ayrıldığını, davacının her gün 08.00-19.00 arasında çalıştığını, 1 saat yemek molası verildiğini, haftanın 7 günü çalışan davacının haftada 70 saat çalışması, 25 saat fazla çalışması bulunduğunu, karşılığının ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının iş akdinin devamsızlıktan dolayı haklı nedenle şirketçe feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, asgari ücretle çalıştığını, iddia edildiği gibi son derece yüksek bir ücretle çalışmadığını, davacının yıllık iznini kullandığını, fazla mesai alacağı bulunmadığını, haftada 1 gün izin verildiğini, haftanın 6 günü çalışıldığını, davacının işi gereği fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını, davacının gurbetçi olduğunu, şantiyede kaldığını, işyerinden ayrılamaması nedeniyle burada kaldığı saatlerin fazla mesai olarak değerlendirilemeyeceğini, hafta tatili ve genel tatil alacağı da bulunmadığını, davacının haftada 1 gün izin kullandığını, dini bayramlarda çalışma yapılmadığını, milli bayramlarda çalışma yapıldığında bedelinin ödendiğini savunarak delillerinin toplanmasına, tanıklarının dinlenmesine, emsal ücret araştırması yapılmasına ve bu işlemler tamamlandıktan sonra ek rapor alınmasına karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, iş akdinin feshinin tazminat ödemesini gerektirmediğinin ispat yükünün davalı işverene ait olduğu, işverence savunma verilmediği ve herhangi bir belge sunulmadığı, iş akdinin davacı tarafından kıdem tazminatı ödenmesini gerektirir şekilde haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, yıllık izin belgelerinin eksik incelemesi ile hatalı karar verildiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında davacının talep ettiği alacakların ödendiği ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında davacının talep ettiği alacakların ödendiği ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Gerçekten ödeme itiraz niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınır. Ancak, işçilik alacaklarının kesinleşmeden icra takibine konulması mümkün olup, artık alacağın tahsili işlemleri başlamış olmakla yapılan ödemeler hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bu nedenle, mahkemenin icra baskı ve tehdidi altında yapılan ödemeleri rızai bir ödeme olarak değerlendirmeden icra takibi yokmuş gibi alacakları hüküm altına alması gerekir.
Aksinin kabulü alacağın tahsiline yönelik açılmış eda davasında, eda talebinin ötesine geçerek icra dosyasında tüm alacak tahsil edilene kadar yapılan ödemelerin asıl alacağı, faizlerini, yargılama giderleri ve icra masraflarını karşılayıp karşılamadığı, alacağın icra dosyasında doğru tahsil edilip edilmediği konularının denetimi noktasına gelecektir. Sayılan işlemleri denetleme görevi yapılacak şikayet üzerine İcra Hukuk Mahkemesine aittir.
Bu nedenlerle, mahkemece davacının talepleri hakkında, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.