4. Ceza Dairesi 2020/20769 E. , 2020/11544 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kartal 8. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/09/2011 tarihli ve 2011/860 esas, 2011/516 sayılı kararının 03/11/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 02/05/2012 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/179 esas, 2017/683 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
“İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesince, katılanın ölümü nedeniyle, şahsına sıkı sıkıya bağlı hakkın ihlalinden dolayı işlenen hakaret suçu nedeniyle mirasçıları ile uzlaşma görüşmesi yapılmasına olanak bulunmadığından bahisle dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 29/11/2018 tarihli ve 2018/10566 esas, 2018/13591 karar sayılı ilamında yer alan "02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, aynı Kanun"un 253/1-c maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 125/3-a ve 265/1. maddelerinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarının uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, katılanın yasal mirasçılarına uzlaşma teklifi yapılarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması," şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, Mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 254. maddesine göre dosyanın öncelikle uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir. Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile " ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz" şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254/1. maddesinde "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir." denilmiştir.
Ceza Muhakemesi Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/7. maddesinde yer alan, "Soruşturma evresinde mağdur veya suçtan görenin ölümü halinde uzlaştırma işlemi sonlandırılır. Kovuşturma evresi için Kanunun 243’üncü maddesi saklıdır."
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 243/1. maddesinde yer alan, "Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler." şeklindeki düzenlemelere yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; müşteki ...’un savcılık huzurunda alınan beyanında sanıktan şikayetçi olduğunu ve uzlaşmak istemediğini beyan ettiği, yapılan yargılama neticesinde 22/09/2011 tarihinde, sanığın TCK"nın 125/1. ve 62/1. maddeleri uyarınca 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğinin ihbar olunması üzerine İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/179 esas, 2017/683 sayılı kararıyla TCK"nın 125/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu karardan önce müştekinin 10/10/2015 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Suç tarihinde uzlaşma kapsamında olmayan TCK"nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçu ile 125/1. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK"nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; müştekinin yasal mirasçılarına uzlaşma teklifi yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı olduğu için kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, İstanbul Anadolu 66. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2017/179 esas 2017/683 sayılı kararının, hakaret suçu yönünden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.