15. Ceza Dairesi 2019/6079 E. , 2020/11749 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Tüm sanıklar hakkında atılı suçlardan ayrı ayrı beraat
Nitelikli dolandırıcılık, bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek, değiştirmek ve görevi kötüye kullanmak suçlarından sanık ...’in beraatine ilişkin hükümler ile nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nın beraatine ilişkin hükümler müşteki vekili tarafından ayrıca vekalet ücreti istemiyle sınırlı olarak sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş olan müşteki SGK’nın vekili tarafından 08/10/2012 tarihinde davaya katılma talebinde bulunulduğu, CMK"nın 260. maddesi uyarınca SGK’nın kurulan hükmü temyiz ve kamu davasına katılma hakkı olduğunun anlaşılması karşısında, CMK"nın 237/2, 238. maddeleri uyarınca; müşteki SGK’nın katılan olarak davaya kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “03/07/2001 - 05/05/2006” olarak gösterilmesi gerekirken “2008 - 05/05/2006” olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
1) Sanık ... müdafiinin vekalet ücreti istemiyle sınırlı temyiz itirazının incelenmesinde;
Sanık ... müdafiinin 06/05/2015 tarihinde yüzüne tefhim edilen hükme yönelik 10/02/2016 tarihinde CMUK’nın 310/1. maddesinde belirtilen yasal temyiz süresi geçtikten sonra, vekalet ücretine ilişkin temyiz inceleme başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında kamu kurumuna ait bilişim sistemindeki verileri bozmak, değiştirmek ve görevi kötüye kullanmak suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Her ne kadar iddianamede sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmış ise de; sanık tarafından düzenlenen herhangi bir sahte belge olmadığı, sanığın eyleminin sübut bulması halinde, TCK’nın 244/2-3. maddelerinde düzenlenen, kamu kurumuna ait bilişim sistemindeki verileri usulsüz olarak değiştirmek suçunu oluşturacağı ayrıca sanığın kendi şifresini başka bir kamu görevlisine kullandırması iddiasının ise, görevi ihmal suçunu oluşturacağı anlaşılmakla;
Sanığa yüklenen “kamu kurumuna ait bilişim sistemindeki verileri bozmak, değiştirmek ve görevi ihmal” suçlarının, 5327 sayılı TCK’nın 244/2-3. ve 257/2. maddelerinde belirtilen cezalarının miktarı ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 05/05/2006 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nın hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
... personeli olan sanık ...’in sadece kendisinin bilmesi gereken şifresiyle SGK bilgi işlem ana kütüğünde sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ya ait kimlik bilgilerinin değiştirildiği, başka şahıslara ait kimlik bilgilerinin girildiği, sigortalılık başlangıcının belgesiz olarak değiştirildiği ve bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik ve zimmet suçlarını işledikleri iddia edilen somut olayda; sanıkların eylemlerinin sübutu halinde, haksız yere kurum aleyhine sigortalılık tarihlerinin değiştirilmesi, borçların silinmesi ya da haksız emeklilik kazanmalarının sağlanması şeklinde gelişen eylemlerin TCK’nın 158/1-e maddesinde tanımını bulan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı anlaşılmakla, katılan beyanı, sanıklar savunması, tanık beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından sanıklara yüklenen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak nitelikli dolandırıcılık suçlarının sabit olmadığı, kurum tarafından haksız bir maaş bağlanması yönünde işleme rastlanmadığı, kuruma yönelik herhangi bir zararlandırıcı faaliyetin tespit edilemediği, başlı başına idarenin işlem hataları ile kimlik bilgilerinde değişiklik yapılması yada hizmetlerin yanlış şekilde birleştirilmesi yönünde gerçekleşen eylemlerden adı geçen sanıkları sorumlu tutmanın mümkün olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin sanıkların üzerlerine atılı suçların sübut bulduğuna, cezalandırılmaları gerektiğine, delillerin eksik toplandığına ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
4) Sanıklar ... ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
a- Sanık ...’nin hüküm tarihinden önce 09/05/2014 tarihinde vefat ettiğinin UYAP"tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Sanık ...’nun hüküm tarihinden sonra 28/05/2020 tarihinde vefat ettiğinin UYAP"tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 03.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.