16. Ceza Dairesi 2018/3595 E. , 2019/3542 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.01.2018 tarih ve 2017/7 - 2018/10 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Tüm sanıklar için ayrı ayrı;
TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine ve sanıkların örgütle iltisaklı olan zaman gazetesine abone olmalarının örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
1-Sanık ... yönünden;
a-Oluş ve dosya kapsamına göre; geçmişte cemaat olarak bilinen yapıya mensup bir kısım kişilerle irtibatı ve iltisakı olduğunu ancak gezi olaylarından sonra bu kişilerle olan tüm bağlantılarını kestiğini bildiren, Bank Asya’da bulunan hesabındaki işlemleri de mutad olduğu anlaşılan, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin kamuoyunca da bilinen operasyonel eylemlerinden sonra örgütsel faaliyeti tesbit edilemeyen, böylece örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak delil bulunmayan sanığın atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b-Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanık ..."in ikametinde gerçekleştirilen aramada ele geçirilen kitaplar ve CD"lerin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi;
2- Sanık ... yönünden;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 Esas ve 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında; "Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfının tayini açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirilerek ve istinaf aşamasından sonra dosya içerisine geldiği anlaşılan dijital materyal inceleme raporunun CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b- Kabul ve uygulamaya göre de;
Temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinde gösterilen ölçütler nazara alınmak suretiyle, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde, suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir ceza tayin olunmasının gerektiği, TCK’nın 61/3 maddesi kapsamında, aynı Kanunun 61/1 fıkrasında gösterilen hususların suçun unsuru olduğu hallerde, bunların temel cezanın belirlenmesinde ayrıca gözönünde bulundurulamayacağının belirtildiği gözetilmeden bu ölçütlere uymayacak şekilde yasa maddesinde tanımlanan suçun maddi unsurları gerekçe gösterilmek suretiyle fazla ceza tayini,
3- Sanık ... yönünden;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinde gösterilen ölçütler nazara alınmak suretiyle, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde, suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir ceza tayin olunmasının gerektiği, TCK’nın 61/3 maddesi kapsamında, aynı Kanunun 61/1 fıkrasında gösterilen hususların suçun unsuru olduğu hallerde, bunların temel cezanın belirlenmesinde ayrıca gözönünde bulundurulamayacağının belirtildiği gözetilmeden bu ölçütlere uymayacak şekilde yasa maddesinde tanımlanan suçun maddi unsurları gerekçe gösterilmek suretiyle fazla ceza tayini,
b-Sanık ..."ın ikametinde gerçekleştirilen aramada ele geçirilen zaman yayınlarına ait "Medeniyetler Çatışmasında Diyalog" adlı kitabın dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi;
4- Sanık ... yönünden;
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 Esas sayılı kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşrutiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katmanlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın örgütün nihai amacından haberdar oldukları yönünde kuşku bulunmamakta ise de, bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce icra edilen faaliyetlerin, nitelik, içerik ve mahiyeti itibariyle silahlı terör örgütünün amacına hizmet ettiğinin somut delil ve olgularla ortaya konulmadıkça örgütsel faaliyet kapsamında kabul edilemeyeceği değerlendirilerek, bir Devlet okulunda öğretmen olarak görev yapan, örgütle irtibatlı olduğu için kapatılmasına karar verilen sendikaya üye olan, 2014 yılından önce sohbetlere katıldığına ilişkin tanık ..."ün görgüye dayalı bulunmayan beyanı ve örgütün kriptolu iletişim ağı olan ByLock iletişim sistemini kullanmayan, 2014 Ağustos ayı ve öncesinde hesap bakiyesi sıfır TL olan ancak 12.09.2014 tarihi ve sonrasında örgüt liderinin talimatı doğrultusunda anılan örgütle irtibatlı Bank Asya’ya para yatırıp katılım hesapları açan sanığın faaliyetlerinin, silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılık ve yoğunluluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığından, konusu suç oluşturmayan ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda amaca hizmet eden faaliyetlerin yardım suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması;
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükümlerin BOZULMASINA, sanık ... ve ..."ın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumu gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kırklareli 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.