Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Teminat (limit) ipotekleri bakımından düzenleme getiren İİK.nun 150/ı maddesinde; "Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz etttiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149.madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikayette bulunmak hakkı saklıdır" hükmü yer almaktadır.Ayrıca, ileride gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ve TMK.nun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ ipoteğinde (üst sınır ipoteği), borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan taşınmazların ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlanabilir. TMK.nun 875.maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan toplam borç miktarının, bu limiti aşması mümkün değildir. HGK.nun 1989/11-294E. – 1989/378K. ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. İpoteğin üst sınır ipoteği olması halinde borçlu, sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. İpotek aktinin niteliği gözönüne alındığında limitin aşıldığı yönündeki şikayetler süreye tabi değildir.Somut olayda, krediyi kullanan şikayetçi borçlu şirkete gönderilen hesap kat ihtarının 11/03/2010 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin de yasal sekiz günlük sürede 15/03/2010 tarihinde noter aracılığı ile ihtarnameye itiraz ettiği, alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başladığı, icra emrinin tebliği üzerine, borçlu şirketin yasal yedi günlük sürede icra mahkemesine başvurarak, ipoteğin teminat ipoteği olup, hesap kat ihtarına itiraz edilmesi nedeniyle icra emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu, ayrıca limiti aşar şekilde talepte bulunulduğunu belirterek, icra emrinin iptalini istediği, mahkemece, hesap kat ihtarnamesine yasal sürede itiraz edildiği gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Takibe dayanak 18/01/2008 tarih ve 12734 yevmiye nolu ipotek akit tablosunun incelenmesinde, ipoteğin, borçlu şirketin bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere kurulmuş 50.000,00 TL bedelli limit ipoteği niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklı banka, yukarıda açıklanan İİK.nun 150/ı maddesindeki şartları yerine getirmek suretiyle takibe başladığından borçlulara icra emri gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön yoktur. Hesap kat ihtarnamesine süresinde itiraz edilmiş olması da, icra emri gönderilmesine engel teşkil etmeyip, sadece borçluya icra mahkemesinde şikayet hakkı tanımaktadır.O halde, mahkemece, borçlu şirketin icra emri gönderilemeyeceği yönündeki şikayetinin reddi ile yukarıda açıklanan kurala göre limit aşımına yönelik şikayetin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.