
Esas No: 1991/1728
Karar No: 1992/3582
Karar Tarihi: 14.10.1992
Danıştay 6. Daire 1991/1728 Esas 1992/3582 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, taşınmazın düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılan davada, düzenlemeye alınan alanda fiili kullanımları ve binaları olan paydaşlara yerlerin aynen verildiği, fiili kullanımı bulunmayan davacılara ise arta kalan kısımda yer ayrıldığı ve mevcut kullanım şeklinin aynen korunduğu tespit edildiği belirtilmiştir. Ancak, bilirkişi raporunda söz konusu işlemde yasanın amacının göz ardı edildiği gerekçesiyle işlemin iptali kararlaştırılmıştır. Mahkeme, işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığına dikkat çekerek, işlemin iptalinde yasal isabet bulunmadığını belirtmiştir. Kararda, 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik 13.maddesi hakkında detaylı açıklama yapılmıştır.
Daire : ALTINCI DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 3582
Esas Yılı : 1991
Esas No : 1728
Karar Tarihi : 14/10/992
2981 SAYILI YASAYA GÖRE DÜZENLENECEK ISLAH İMAR PLANI VE PARSELASYON PLANLARIYLA PARSELLERİN FİİLİ KULLANIMI DURUMUNA GÖRE DAĞITILMASI GEREKTİĞİNDEN, MAHKEMECE BİLİRKİŞİ RAPORUNA DAYANILARAK TAŞINMAZ ÜZERİNDE YAPISI BULUNMAYAN DAVACILARA TAHSİS EDİLEN PARSELİN YOLA CEPHESİ BULUNMADIĞI GEREKÇESİYLE DÜZENLEME İŞLEMİNİN İPTALİNE KARAR VERİLMESİNDE İSABET GÖRÜLMEDİĞİ HK.
Dava, taşınmazın 2981/3290 sayılı Yasanın 10.maddesi uyarınca düzenlemeye tabi tutulmasına ilişkin işlemin iptali dileğiyle açılmış, İdare Mahkemesince; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda "dava konusu işlemle, düzenlemeye alınan alanda, fiili kullanımları ve binaları olan paydaşlara bu
yerlerin aynen verildiği, fiili kullanımı bulunmayan davacılara ise arta kalan kısımda yer ayrıldığı ve böylece mevcut kullanım şeklinin aynen korunduğu ve tescil edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda ise, düzenlemeye alınan taşınmazın düzenleme öncesinde de imara uygun bulunduğu gibi bir sonuç ortaya çıktığı, bu durumun da yapılan işlemin sebebinin bulunmadığını gösterdiği, oysa dava dosyasındaki belgelerden, uyuşmazlık konusu yerin düzenleme öncesinde ıslaha muhtaç bulunduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan, anılan mevcut kullanım durumlarının mutlak surette aynen korunacağı şeklindeki yorumunda yasadan beklenen amaçla bağdaşmayacağının belirtildiği, dosyadaki belgelerle bilirkişi raporunun incelenmesinden paydaşlara tahsis edilen yerlerin değerinin de yeterince gözönüne alınmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, karar davalı belediye başkanlığınca temyiz edilmiştir.
2981 sayılı Kanunun 3290 sayılı yasa ile değişik 13.maddesinin c bendinde, ıslah imar planlarının belediye veya valiliklerce mümkün olduğu kaar fiili durumun dikkate alınarak ve yapılanma şartlarının da belirlenerek yapılacağı, imar planı olan yerlerde mevcut imar planlarının gerektiği takdirde ıslah imar planları şeklinde yeniden düzenleneceği kuralı yer almıştır.
İncelemesinden de anlaşılacağı üzere anılan yasa kuralının, üzerinde imar mevzuatına aykırı yapılaşma oluşmuş taşınmazların mümkün olduğu kadar fiili kullanım durumu gözetilerek olabildiğince az hisseli parseller oluşturmak suretiyle yapıların korunabilmesinin sağlama amacına yönelik bulunduğu ortaya çıkmaktadır.
Olayda belediyece onaylanan imar ıslah planına dayanılarak yapılan düzenleme uyarınca üzerinde imar mevzuatına aykırı birçok yapının bulunduğu taşınmazın fiili kullanım durumu gözönüne alınarak dağıtıma tabi tutulduğu, düzenleme öncesinde üzerinde yapıları bulunan paydaşlara öncelik tanınarak binaların yer aldığı parsellerin tahsis edildiği, zeminde kullanımı bulunmayan paydaşlara ise yine müstakil parseller verildiği, davacıların da taşınmaz üzerinde yapılarının bulunmaması nedeniyle yeni oluşturulan parselin tahsis edildiği, davacıların ise soyut olarak kendilerine ana yola cepheli parsel tahsis edilmediği iddiasını öne sürerek bu davayı açtıkları temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, İdare Mahkemesince karara dayanak alınan bilirkişi raporunda ise, yukarıda değinilen fiili kullanım durumuna göre dağıtım esası kabul edilmekle birlikte yasanın amacı gözardı edilerek taşınmaz üzerinde yapısı bulunmayan davacılara tahsis edilen parselin yola cephesi bulunmadığından bahisle değersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gözetilmeksizin, eksik inceleme ürünü ve çelişkili bilirkişi raporuna itibar edilerek işlemin iptalinde yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı verilmiş temyize konu ...İdare Mahkemesinin ... günlü, 1990/1414 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
