Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2519
Karar No: 2018/9254
Karar Tarihi: 19.12.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/2519 Esas 2018/9254 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı tarafından davalı aleyhine geçit hakkı kurulması talebiyle açılan dava mahkemece kabul edilmiştir. Davalı tarafından temyiz edilen kararın Yargıtayca incelenmesi sonrasında, yararına geçit istenen taşınmazların genel yolla bağlantısının kesintisiz bir şekilde sağlanması gerektiği belirtilerek kararın bozulması hüküm edilmiştir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması gerektiği ifade edilmiştir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebileceği, bu güzergah üzerindeki taşınmaz maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması durumunda dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabul edilerek davanın bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmasının sağlanması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, geçit hakkı tesisinde uygun güzergahın saptanması ve aleyhine geçit kurulan taşınmazların bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmaması gerektiği belirtilmiştir. 747/2 ve 748/3 numaralı maddeler başta olmak üzere Türk Medeni Kanunu'nun
14. Hukuk Dairesi         2018/2519 E.  ,  2018/9254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.11.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacı, 282 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazları lehine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 282 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar lehine 282 ada 14 parsel sayılı taşınmaz aleyhine 27.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda C ile gösterilen 3m genişliğindeki toplam 14,44 m2’lik işaretli yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacıya ait 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar yararına, davalıya ait 14 parsel üzerinden 27.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda C ile gösterilen 3 metre genişliğindeki toplam 14,44 m2’lik işaretli yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de davacının, maliki olduğunu belirttiği 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit hakkı tesisini istediği, 12 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının sağlandığı ancak 13 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının sağlanmadığı görülmüştür.
    Geçit hakkı şahıslar yararına değil parseller yararına kurulacağından lehine geçit istenen taşınmazların maliki aynı olsa da her iki taşınmazın genel yolla bağlantısının kesintisiz bir şekilde sağlanması gerekecektir.
    Bu durumda mahkemece, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gözetilerek taşınmaz başında bilirkişiler eşliğinde tekrar keşif yapılarak, bilirkişilerden yararına geçit hakkı tesisi istenen her iki taşınmazın da genel yola bağlantısını sağlayacak şekilde her iki parsel açısından geçit güzergahlarını gösterir rapor düzenlemeleri ve krokide göstermeleri istenmeli, bu güzergahlara göre geçit bedeli yeniden belirlenmeli, yararına geçit hakkı tesisi istenen 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların genel yola kesintisiz bağlanmasını sağlayacak şekilde geçit hakkı tesisine karar verilmelidir.
    Öte yandan, yukarıda değinilen ilkelere göre yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken davalıya yükletilmesi doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi