12. Hukuk Dairesi 2017/1267 E. , 2017/3590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Temyiz harcını ve masrafını yatırması için alacaklı vekiline muhtıra gönderilmediği halde mahkemece, temyiz harçları ile posta masrafları süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle 15.12.2015 tarih ve 2014/82 E. - 2015/149 K. sayılı ek karar ile temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Alacaklı vekilinin, mahkeme kararının 17.09.2015 tarihinde tefhim edilmesi üzerine, ... İcra Mahkemesi"ne 28.09.2015 tarihinde süre tutum talepli temyiz dilekçesini sunduğu, temyiz dilekçesi ile beraber temyiz harç ve masraflarını ise yatırmadığı görülmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 25.01.1985 tarih ve 1984/5 E.,1985/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, harca tabi olmasına karşın harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçesi hakkında, HUMK’nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 434/3. maddesinde öngörülen "eksik harç ve gider ödenmesi halinde yapılacak işlemlerde ilgili kural" benzetme yoluyla uygulanır. Bu durumda temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. Ancak, temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp, temyiz edenden istendiği halde, süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.
Mahkemece, süresinde yapılan temyiz istemine rağmen alacaklı vekiline temyiz harç ve giderlerinin ödenmesi için kesin süre içeren muhtıra tebliğ edilmeksizin işlem yapılmış olması nedeniyle, HUMK"nun 434/son maddesi uyarınca işlem yapılması için Dairemizce 2016/4380 E. - 21745 K. sayılı ilamla dosya mahalline geri çevrilmiş, anılan madde gereğince düzenlenen muhtıranın 31.01.2017 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği, 30.01.2017 tarihinde muhtırada tanınan yedi günlük kesin süreden de önce eksik temyiz harcı ve giderlerinin ödendiği görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan yasa hükmüne uygun olarak işlem yapılmadan temyiz harcı ile posta masrafı süresinde yatırılmadığı gerekçe gösterilerek temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin mahkemenin 15.12.2015 tarih ve 2014/82 E. - 2015/149 K. sayılı ek kararında isabet bulunmadığı ve verilen kesin sürede eksik temyiz harç ve giderleri yatırılmış olduğundan, mahkeme ek kararının oybirliğiyle kaldırılmasına karar verilerek alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının, borçlunun adresinde ihtiyati haciz ve muhafaza işlemi yapılmasına yönelik talebinin, icra müdürlüğünce, haciz mahallinde 3. kişi ... A.Ş."ye ait işyeri tabelasının olması ve adı geçen şirket hakkında verilmiş iflas erteleme kararı sunulmasından bahisle reddedilmesi üzerine alacaklının anılan icra müdürlüğü kararının iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, haciz için gidilen adreste bulunan 3. kişi şirket hakkında ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/139 Esas sayılı iflas erteleme konulu dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı ile haciz yapılmak istenen adresteki haciz işlemlerinin yasaklanmış olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK"nun 80. ve müteakip maddeleri uyarınca; icra müdürü, borçlunun gösterilen adresinde talep üzerine gerektiğinde kilitli yerlerin (ev ya da işyeri kapısı) çilingir vasıtasıyla açtırılması suretiyle haciz işlemini yapmak zorundadır. Bir başka anlatımla, anılan yasal düzenlemelerde, icra müdürüne, alacaklının haciz isteminin yerine getirilmesi konusunda takdir yetkisi tanınmamıştır. Bu durumda, haciz yapılan yerde 3. kişi bulunduğu ve istihkak iddia edildiği takdirde, icra müdürü tarafından beyanları zapta geçirilip, İİK"nun 96. ve bunu izleyen maddelerdeki prosedürün uygulanması gerekir.
Somut olayda da, icra müdürlüğünce; alacaklının gösterdiği adreste, haciz işleminin yapılması gerekirken, ""haciz mahallinde bulunan 3. kişi şirket hakkında verilmiş ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan"" bahisle talebin reddedilmesi doğru değildir. Zira, yukarıda belirtildiği şekilde, icra müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişinin istihkak iddiasında bulunması mümkün olup, icra müdürlüğü kararında yer alan, haciz istenen adreste bulunan şirket hakkında iflas erteleme davası sırasında verilmiş ihtiyati tedbir kararı olduğu yönündeki gerekçe, ancak, istihkak davası sırasında tartışılıp değerlendirilebilecek hususlardandır.
O halde, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.