Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu tarafından yapılan tebliğ işlemi ve takipten   haberdar olduğu tarihi belirtmeksizin   ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülerek icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece de dosya üzerinden inceleme yapılarak, ıttıla tarihinin dava tarihi olarak kabulüne  karar verildiği  anlaşılmıştır.
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası, İİK.nun 16. ve devam maddeleri kapsamında şikayet olup, aynı yasanın 18.maddesinin 3.fıkrasında; "kanunda açıklık bulunmayan hallerde İcra Mahkemesi iki taraf arasında duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını kendisi takdir eder" yasal düzenlemesine yer verilmiştir.    
 Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesinde borçlunun daha önce takipten haberdar olduğunu öne sürdüğü ve bu konuda da Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/286 Esas sayılı dava dosyasını delil olarak  bildirdiği  görülmektedir. Açıklanan bu durum ve HGK.nun 22.10.2003 gün ve 2003/12-600 esas - 2003/606 karar sayılı kararı da gözetilerek Mahkemece duruşma açılıp taraf teşkili sağlanarak ve tarafların delilleri de toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.  
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.