23. Hukuk Dairesi 2015/1921 E. , 2016/2032 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak ve tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 05.11.2014 gün ve 3674 Esas, 6959 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 06.06.2007 tarihli 88.239 m² alanlı yapı denetim sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme bedelinin 1.410.941,61 TL olduğunu, inşaat ruhsatının 09.08.2007 tarihinde alındığını, davalının ilk taksit olan 332.982,22 TL’yi müvekkiline ödenmek üzere dava dışı ... Belediyesi yapı denetim hesabına ödediğini, müvekkilinin bu parayı alabilmek amacıyla aynı meblağda teminat mektubunu sunduğunu, sözleşme süresi 5 yıl olmasına rağmen, süre dolmadan davalının 14.04.2011 tarihli ihtarname ile herhangi bir neden göstermeksizin 08.04.2011 tarihinden itibaren sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, yapı denetimine ilişkin yönetmelik gereği 360.000 m2’lik denetim sözleşmesi yapabildiklerini, bu dönemde davalı ile yapılan sözleşmenin davacı denetim sınırının % 25’inin üzerinde olduğunu ileri sürerek, 800.000,00 TL + KDV’nin sözleşmenin feshedildiği 08.04.2011 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, inşaat ruhsatının 09.08.2007 tarihinde alınmasından sonra açılan dava sonucunda ....’ın 07.11.2008 tarihli kararı ile inşaatın yapılacağı alandaki imar planı değişikliğine ilişkin yürütmeyi durdurma kararı aldığını, 13.11.2009 tarihinde ise imar planı değişikliğinin iptaline karar verdiğini, sözleşme uyarınca yapı ruhsatının alınmasından itibaren iki yıllık sürede inşaata başlanılmaz ise sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğini, davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle imar planı değişikliğinin iptal edildiğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı dava ile ise; taraflar arasındaki sözleşmenin ilk yapı ruhsatının alındığı tarihten itibaren iki yıllık sürenin dolduğu 09.08.2009 tarihinde sona erdiğinin tespitini, ... Belediyesi"ne verilen 332.982,22 TL’lik teminat mektubu üzerindeki hak sahibinin tespitini, müvekkilinin davalıya yaptığı ödemenin yersiz olduğu, bu nedenle de karşı davalıdan 332.982,22 TL alacaklı olduğunun tespiti ile şimdilik 50.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla istemini 166.491,11 TL’ye çıkartmıştır.
Karşı davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme hükmü uyarınca, yapı ruhsatının alındığı 09.08.2007 tarihinden itibaren iki yıl boyunca inşaata başlanılmaması nedeniyle sözleşmenin 09.08.2009 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, yapı denetimine ilişkin yönetmeliğe göre, proje denetimi ve su basmalara kadarki kısım için denetim hizmet bedelinin % 20 olduğu, davacının kotalarının %25"inden fazlasını davalıya ayırması, masraflar yapması, yürütmenin durdurulması öncesi ve sonrasında inşaata başlanamamış olması nedeniyle davacının 09.08.2009 tarihine kadar tazminat isteminde bulunabileceği, sözleşme feshedilmeyerek devam etse idi davacının 1.384.408,34 TL kazanç elde edebileceği, bu dönemde davacı denetim yapmadığından ve bazı giderleri yapmadığından % 50 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, bu meblağdan da davacının tahsil ettiği 332.982,00 TL indirilince davacı alacağının 321.222,00 TL olduğu, buna KDV eklenince ise 379.042,00 TL olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 379.042,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline, karşı davanın kısmen kabulü ile teminat mektubu üzerindeki hak sahibinin karşı davalı olduğunun tespitine, teminat mektubu dava dışı belediyede olduğundan iadesine ilişkin istemin reddine, karşı davacı tarafından açılan tazminat davasının reddine karar verilmiş, kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dairemizin 05.11.2014 tarih ve 2014/3674 esas, 2014/6959 karar sayılı ilamı ile, taraflar arasında düzenlenen 06.06.2007 tarihli Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmesi gereğince 09.08.2007 tarihinde yapı ruhsatı alınmış ise de, .... 6. Dairesi"nin 2007/5262 E. sayılı dava dosyasında 07.11.2008 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verildiği, yapılan yargılama sonunda aynı Dairenin 13.11.2009 tarih ve 2007/5262 E., 2009/11091 K. sayılı ilamıyla, sözleşmeye konu inşaatın bulunduğu bölgedeki imar plan değişikliğinin iptaline karar verildiği, davalının iptal kararı sonrasında sözleşme ile bir süre bağlı kaldıktan sonra gördüğü lüzum üzerine 08.04.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sözleşmeyi feshettiğini 14.04.2011 tarihli ihtarnamesiyle davacıya bildirdiği, ihtar sonrasında da bir başka firma ile yeniden yapı denetim sözleşmesi imzaladığı, buna göre sözleşmenin tarafların iradesine bağlı olmayan sebeplerle bir süre uygulanmadığı, davalının ise yeni bir planın hazırlanması sürecinde makul bir bekleme süresi geçmeden sözleşmeyi haksız surette fesih yoluna gittiği, her ne kadar mahkemenin ....’ca verilen yürütmeyi durdurma kararından sonra davalının sözleşmeyi feshetmesi gerekirken bu yola gitmemesi, feshin haksızlığına gerekçe yapılmış ise de, aksine bu tarihte fesih yoluna gidilmesinin feshin haksızlığı sonucunu doğuracağından, belirtilen gerekçe yerinde görülmemiş ise de, sonuç itibariyle feshin haksızlığının kabulü gerektiğinden davacının kâr mahrumiyeti isteme hakkının doğduğu ve TBK’nın 408. (BK’nın 325) maddesi çerçevesinde ve sözleşmenin belirli süreli olduğu da gözden kaçırılmaksızın uyuşmazlık konusu hakkında uzmanlığı bulunan bilirkişilere tarafların ticari defter ve kayıtları, vergi ve... bilgileri üzerinde inceleme yaptırılarak davadaki talepler hakkında, sözleşmedeki hükümler ve sözleşme ekleri dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, TBK’nın 408. (BK’nın 325) maddesine aykırı surette ve somut olayda uygulama yeri bulunmayan hakkaniyet indirimi yapılarak sonuca varılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez, taraf vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan Yargıtay Kanunu"nun 40. maddesi uyarınca mürafaaya katılan Başkan"ın müzakere duruşmasına katılmaması ve heyetin oluşumunda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 08,40 TL ve 03,20 TL"nin davacı-karşı davalıdan harç ve takdiren 261,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden davalı-karşı davacıdan alınarak ..."ye gelir kaydedilmesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.