
Esas No: 2018/1028
Karar No: 2020/32
Karar Tarihi: 16.01.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1028 Esas 2020/32 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1028
KARAR NO : 2020/32
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2017
NUMARASI : 2014/1066 Esas 2017/1254 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ....ltd Şti'nin müvekkili hakkında İstanbul ... İcra Dairesinin ... Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin takibe konu çekin bedelini ödemiş olması sebebiyle iade ettiği çekten dolayı, çekin tarihinde tahrifat yapılarak çekin tarihi 30/08/2012 iken 30/11/2012 olarak değiştirildiğini ve kendisinden sonra gelmek üzere ciro konularak borçlandırıldığını, müvekkilinin davaya konu çekin bedelini ... Bankası Kabataş şubesine verdiğini ve çekin karşılığı olan 80.000-TL yi 31/08/2012 tarihinde ödenmesi suretiyle çekin açığa çıktığını, daha sonra ...Şirket yetkilisi tarafından çekin teslim alındığını, çek iade olduktan sonra şirket yetkilisi ...'ın ibraz tarihi geçen çek üzerinde yeni bir çek tarihi yazarak müvekkilinden sonra, önce kendisine ciro etmek sureti ile daha sonra çeki ... şirket yetkilisine ciro ettiğini, ancak karşılığı olmadığından bu şirketin icra takibine başladığını ve müvekkilinin bu çekten dolayı borçlu olmadığı halde tahrifat yapılarak müvekkili imzası altına ciro yapılarak borçlu duruma düşürüldüğünü, müvekkilinin sonradan ciranta olan ... şirketi ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinden sonra çeki cirolayan ...şirket yetkilisi ... ve yetkilisi olarak ... adına çeki düzenlediğini sonradan kendi adına bu çeki tekrar nasıl ve neden ciro edip daha sonra ... adına ciro yapabildiğini anlayamadıklarını, bu olayın iki davalının da iyi niyetli olmadığı ve bedelsiz olarak müvekkilini dolandırmak maksadıyla hareket ettiklerini, ayrıca çekte yapılan tahrifata müvekkilinin muvafakati ve parafı olmadığından çekin 31/11/2012 keşide tarihinde sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin ancak kendisine keşide edilen tarihten sorumlu tutulabileceğini, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek müvekkilinin söz konusu çekin borçlusu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :1- Davalı .... Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin dava konusu çekte iyiniyetli meşru hamil olduğunu, müvekkilinin diğer davalı ... ve yetkilisi olduğu ... Şti'nden alacağının sadece dava konusu çekle ilgili olmadığını, bu icra dosyası dışında diğer davalı şirket yetkilisi ve şirket aleyhine başlatılan ve halen devam eden alacağının da olduğunu, diğer davalı tarafından müvekkili şirkete borçlarına mahsuben cirolanarak teslim edilen çekin karşılığının çıkmaması üzerine icra takibine konulduğunu,müvekkili şirketin dava konusu çeki ciro yolu ile almış iyiniyetli meşru hamil olduğunu, davacı tarafında beyan ettiği üzere çek üzerinde keşide tarihinde paraf olduğunu, müvekkilinin çeki bu şekilde aldığını, banka tarafından karşılıksız kaydının vurulduğunu, bütün bunlara rağmen davacı tarafın mesnetsiz iddialarına itibar edilmeyeceğini, bu nedenle her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere açılmış davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı ...'a dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Dosya kapsamı itibariyle davalı .... Ltd. ...nin çeki aralarındaki ticari ilişki nedeniyle diğer davalı ...'dan aldığı, davalı şirket vekilinin savunması da aynı yönde olup kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı ve çekin yasal hamili olduğu, icra takibine dayanak çekten dolayı davalı ...'a borçlu olmadığı gerekçesiyle, Davalılardan ...’a yönelik açılan davanın kabulüne, davacının İstanbul ...İcra Dairesinin ... esas sayılı icra takibine dayanak çekten dolayı davalı ...’a borçlu olmadığının tespitine, davalı ... Ltd Şti’ne yönelik açılan davanın reddine, davacının kötü niyeti ve ağır kusuru tespit edilemediğinden kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, mahkeme kararı gerekçesindeki değerlendirme ile ...’ın ceza dosyasındaki beyanının farklı olduğunu, davalı cirantanın ceza soruşturması ile ceza yargılaması sırasında verdiği iki ayrı ifadede ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere, ticari ilişki sonucu ...’ın şirketi adına ... Serik Şubesine ait 30/11/2012 keşide tarihli 80.000-TL tutarındaki çeki keşide ederek müvekkili davacıya verdiğini, müvekkilinin hamili olduğu işbu çeki hamil sıfatıyla ciro ederek ... Bankası Kabataş Şubesi’ne verdiğini, akabinde çek bedelinin ... tarafından müvekkiline ödendiğini, müvekkilinin de 31/08/2012 tarihinde hesaba yatırdığını ve çek, bedeli ödenmek suretiyle açığa alındığını, daha sonra ...’ın çalışanı olan ... çek teslim edilerek çekin keşideciye iade edildiğini, ...’ın beyanında da belirtildiği gibi, vade tarihini 30/11/2012 olarak değiştirerek davacının cirosunu iptal etmeden şahsen ciro ederek diğer davalı şirkete verdiğini, davalı ... aslında müvekkili ile keşideci arasındaki ilişkiyi ve çekin akıbetini başından beri bildiğini, buna rağmen müvekkiline ait ciroyu silmeyerek/iptal etmeyerek kötü niyetli olarak kendini garantiye almak için hareket ettiğinin keşidecinin ifadeleriyle sabit olduğunu, vade tarihi üzerinde tarhrifat yapılmasının da kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, TTK 748.maddesi gereği müvekkili davacının ... karşı sorumlu olamayacağını, Yargıtay 19.HD’nin 16/02/1998 Tarih 1997/8503 Esas 1998/921 Karar sayılı kararına göre; keşide tarihinin tek imzayla değil, iki imzayla yani keşideci ve lehdar tarafından paraf edilerek değişiklik yapılması gerektiğini, bu nedenlerle kararın davalı şirket yönünden de kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava İİK 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan Menfi tespit davasıdır. Çekten dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayalı defileri hamile karşı ileri süremeyecek, ancak hamilin senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde ileri sürebilecektir.Dava konusu ... Serik Şubesine ait 30/11/2012 keşide tarihli 80.000-TL tutarındaki çekin keşideci ....Ltd. ...yetkilisi ... tarafından imzalanarak lehdar olan davacıya verilmiş, davalı ...'ın davacıya çek bedelini ödemesi üzerine davacı lehdar da çeki bankadan işlem yapmadan alarak teslim etmiştir. Çeki ciro yoluyla devralan davalı ... çekin keşide tarihini değiştirerek aralarındaki ticari ilişki nedeniyle diğer davalı şirkete ciro etmiştir. Davacının lehdar olduğu çeki kendisine yapılan ödeme nedeniyle iade ederken çirosunu çizmesi gerektiği halde bu husus yerine getirilmeden çeki teslim etmiş olup, dava konusu çekin keşidecisi .... Şti'dir. Çek arkasında 2. ciranta olarak bu şirket yetkilisi ...'nın ciro imzasının bulunması,çekin ayrı tüzel kişiliği olan keşideci şirkete geriye ciro edildiği veya keşideci yönünden alacaklı – borçlu sıfatının birleştiği anlamına gelmez.(Y19 .H.D nin 17.12.2013tarih ve 2013/3215 E-2013/19938 K ilamı ) HMK'nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından paraf edilmesi gereklidir. Keşideci tarafından düzenlenen çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi gerekli olup ayrıca lehdarın paraf etmesi gerekli değildir. Keşideci şirket yetkilisinin paraf etmek suretiyle keşide tarihinin değiştirmesi tahrifat ve sahtecilik olmayıp,bu husus herkese karşı ileri sürülebilecek mutlak defii niteliğinde değildir. Davalı ....Ltd.Şti diğer davalı ile arasındaki ticari ilişki uyarınca çeki ciro yoluyla devralarak hamil olmuştur. Çeki elinde bulunduran hamil kötüniyeti kanıtlanmadığı sürece yetkili hamil sayılacaktır. Davalı ... diğer davalı ....Ltd.Şti'nin taraf olmadığı ve tanık sıfatıyla dinlendiği ceza dosyasında son hamile davacı lehtar imzasını çizmesini söylediğini beyan etmiş ise de, lehdar imzasını kendisinin çizmesine herhangi bir engel bulunmadığı ,amacının çeki tedavüle sokmak olduğu gözetildiğinde ; davacının lehdar olduğu çekde cirosunun çizilmesi halinde 1. cironun lehdara ait olmaması nedeniyle çekin ciro silsilesinde kopukluk oluşacağı ve ticari ilişkiye istinaden çekin çiro edilemeyeceğini, basiretli bir tacir olarak bildiği de düşünüldüğünde davalı ....Ltd.Şti'nin kabulünde olmayan davalının sanık olarak yargılandığı davadaki suçtan kurtulmaya yönelik bu beyanına itibar edilmemiş ve davalı ....Ltd.Şti'nin çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak çeki iktisap ettiği anlamına gelmeyeceği kabul edilmiştir.Davalı ... hakkında İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/281 Esas-2017/34 Karar Sayılı ilamı ile resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet kararının İstanbul BAM 22.Ceza Dairesinin 2017/693E-2017/680 kararı ile istinaf yolu kapalı olan itiraza tabii sahtecilik suçu yönünden itirazın değerlendirilmesi ,dolandırıcılık suçu yönüden uzlaşma hükümlerinin uygulanması yönünden kaldırılmıştır.Davacı vekili derdest ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını ileri sürmektedir. TBK.'nun 74. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgularlarla bağlıdır. Buna göre ceza yargılamasının geldiği aşama itibarıyla davalı .... çeki kötüniyetli olarak iktisabını ispata elverişli maddi vaka tespit edilmiş olmamasına, hakkında açılmış bir ceza davası bulunmamasına göre ceza dosyasının beklenmesinin eldeki davanın sonucuna bir etkisi olmayacaktır. Çekin üzerinde bankaca hiçbir işlem yapılmadan geri alınmıştır. Son hamil olan davalı keşideci tarafından düzeltilmiş keşide tarihi itibariyle çekin daha önce ibraza sunulduğu ve işlemin geri alındığını bilmesi mümkün değildir. (Y19.H.D nin 29.03.2017 tarih ve 2016/7178 E- 2017/2551 K). Davacı ,keşidecinin keşide tarihini son hamilin bilgisi dahilinde değiştirdiği ve son hamilin çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu iktisabı edildiği hususunu dosya kapsamında usulüne uygun delliler ile ispatlayamamıştır.Bu durumda mahkemece son hamil davalı ....Ltd.Şti yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 16/01/2020
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
