MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)
HÜKÜM : TCK’nın 157/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ile birlikte askerlik yapan sanığın, terhis olduktan sonra katılanı arayarak kendisinde bir araç bulunduğunu belirttiği, katılan ve sanığın bir yerde buluştukları, sanığın, aracı getirmeden katılanın yanına geldiği, katılanın dalgınlığından yararlanarak kapıları açık olan aracın içindeki çantayı alarak kaçtığı ve peşinden gelen katılanı ölümle tehdit ettiği, bu şekilde yağma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanık hakkında tek bir eylem nedeniyle kamu davası açılmasına rağmen, fiilin dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilmesinin yanı sıra yağma suçundan da beraat kararı verilip aynı eylem nedeniyle hem beraat hem de mahkumiyet kararı vermek suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine muhalefet edilmesi,
Kabule göre de; dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Dolandırıcılık suçunda, malın sanık tarafından teslim alınması ile suç tamamlanmaktadır. Bu hukuksal bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde, sanığın, hileli hareketlerle eylemine başladığı halde, henüz para kendisine teslim edilmeden, aracın içindeki parayı katılanın rızası olmadan aldığı, paranın sanığa sakatlanmış da olsa bir irade ile teslim edilmediği, para teslimi olmadan meydana gelen olayda, dolandırıcılık suçunun hırsızlık suçunu dönüştüğü dikkate alınarak, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesi kapsamında açıktan hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 27/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.