11. Hukuk Dairesi 2015/13557 E. , 2017/1540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/03/2015 tarih ve 2013/275-2015/213 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin ..."de ikamet eden ve geleneksel el sanatları ürünleri üretip pazarlayarak aile bütçesine katkı sağlayan ev hanımları olduğunu, davalının tasarım tescil belgeleri ürünlerinin aslında yıllardan beri üretilen, bilinen ürünler olduğunu, Kültür Bakanlığı tarafından 1998 yılında hazırlanan ve yayınlanan Türk Oyaları Kataloğu"nda da benzerlerine rastlamanın mümkün olduğunu, müvekkillerinin ürünlerinin davalı ürünlerinin aynısı ve ayırt edilemeyecek kadar benzeri olmasının nedeninin kopyalama değil, yörenin turistik potansiyeli nedeni ile bu ürünlerin tescilinden öncede yıllardır üretiliyor olmasından kaynaklandığını, dava konusu ürünlerin el işçiliği ürünü olmaları nedeni ile birebir aynı olmasının mümkün olmadığını, pek çok internet sitesinde ve yayında bu tasarımlarla yıllardır rastlandığını ileri sürerek davalının tasarımının hükümsüz kılınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili tarafından geliştirilen ürünlerin davacılar tarafından birebir aynısının yapıldığını, ürünlerin ayırt edilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından geliştirilen takı tasarımlarının TPE nezdinde 2011/04012 sayı ile tescil edildiği, davalı tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik vasıflarının bulunduğu, mutlak yenilik kriteri kapsamında kamuya sunulmuş veri tabanlarında yapılan incelemede de dava konusu tasarımların yenilik vasfını ortadan kaldıracak herhangi bir tasarıma rastlanmadığı, dava konusu tasarımların hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı adına tescilli tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 554 sayılı KHK hükümlerine göre, bir tasarımın tescili ve korunabilmesi için yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına sahip olması gerekir. 554 sayılı KHK"nın 11. maddesine göre de tasarımın koruma kapsamının belirlenmesinde 7. maddeye uygun olarak o tasarımın "bilgilenmiş kullanıcı" gözüyle yarattığı genel izlenimle bariz benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Kıyaslanan tasarımların farklılıklarından ziyade ortak özelliklerine ağırlık verilmesi ve tasarımlardaki seçenek özgürlüğü dikkate alınmalıdır. Davacı tarafça, hükümsüzlüğü istenen çoklu tasarım tescil belgesine konu kolye, künye, küpe ve yüzük tasarımlarında kullanılan motiflerin esasen geleneksel oya motiflerinden meydana geldiği, bu haliyle tasarımların yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığı ileri sürülmüş ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2001 yılında basılmış Türk Oyaları Kataloğu bu iddialarına dayanak olarak gösterilmiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda genel ve soyut ifadelerle, "dava konusu 2011/04012 sayılı çoklu tasarım tescil belgesine konu tasarım tesciline ait görsellerde yüzük, küpe, künye, kolye tasarımlarının yer aldığı, katalog sayfalarında ise bu ürünler yer almayıp geleneksel motif örnekleri ve detaylarının yer almadığı, geleneksel motiflerden yararlanılarak ancak tasarımcının estetik anlayışı, üretim yöntemi ve malzemesinin belirlediği farklı fon ve uygulamalara ulaşılması halinde meydana getirilen tasarımın yeni sayılması gerektiği, tasarımların bütünselliği ile birebir kıyaslamaya elverişli görseller ile bunların kamuya daha önce sunulduğunu gösteren belgelerin varlığı halinde hükümsüzlük taleplerinin incelenebileceği ancak davacı tarafça bu tür bilgi ve belgelerin dosyaya ibraz edilmediği" mütalaa edilmiştir. Oysa, yukarıda belirtildiği üzere 554 sayılı KHK 6. maddesine göre bir tasarımın yenilik incelemesi yanında KHK"nın 7. maddesi uyarınca ayırt edicilik vasfı değerlendirilirken sunulan deliller itibariyle aynı KHK"nın 11. maddesi kapsamında her bir tasarım için ayrı ayrı kıyaslama yapılmak suretiyle koruma kapsamının dolayısıyla da 554 sayılı KHK"da düzenlenen tescil unsurlarını taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi gerekir. Davacı tarafça dava konusu çoklu tasarım tesciline konu yüzük, küpe, künye, kolye gibi ürünlere uygulanan geleneksel motiflerin yenilik ve ayırt edicilik vasfını ortadan kaldırdığı ileri sürüldüğüne göre, çoklu tasarıma konu herbir tasarım ve bu tasarıma korunmasına konu görselleri teker teker bahsi geçen 2001 tarihli katalogda sergilenen geleneksel motifler ile 554 sayılı KHK"nın 11. maddesi kapsamında "bilgilenmiş kullanıcı gözüyle" ve kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilerek, tasarımcının tasarlama arasında seçerek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınmak suretiyle Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde değerlendirilmek üzere, mahkemece yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken yukarıda açıklanan değerlendirmeleri içermeyen, genel ve soyut ifadelerle yazılmış, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA; ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.