Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/32218
Karar No: 2012/16235

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/32218 Esas 2012/16235 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2011/32218 E.  ,  2012/16235 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 07/10/2011
    NUMARASI : 2011/858-2011/1055

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından, borçlu hakkında İstansul 2.Aile Mahkemesi"nin 30.09.2010 tarihli boşanma ilamı ile hükmedilen nafaka alacağından dolayı ilamlı takibe başlandığı, borçlu icra mahkemesine başvurarak, nafaka borcuna mahsuben yapılan 8.345 TL ödemenin mahsup edilmediğini, bu miktar üzerinden icra takibinin kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece istem kabul edilmiştir.
    Dosyada bulunan banka dekontu ile nafakaya mahsuben okul ücretinin yatırılacağını belirten 01.02.2011 tarihli protokol başlıklı belgenin incelenmesinde; anılan belgenin alacaklı ile borçlu arasında tanzim edilmeyip sadece üçüncü kişinin imzasını taşıyan her zaman düzenlenebilecek bir belge niteliğinde olduğu, banka dekontunda ise  nafaka borcuna ilişkin olarak yatırıldığına dair bir açıklama bulunmadığı gibi, paranın alacaklının hesabına değil, tarafların müşterek çocuklarının okuduğu okul hesabına yatırıldığı görülmektedir.
    Dairemizin önceki uygulamalarında, sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu aranırken, içtihat değişikliğine gidilerek, ödemelerin belirli kıstaslar dahilinde yapılması halinde, nafaka borcundan mahsubu gerekeceği ilkesi benimsenmeye başlanmıştır. Buna göre yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabulü gerekir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi halin kabulü, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir.
    Hal böyle olunca yukarıdaki kıstaslara uygun olarak borçlu tarafça takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde yapılan tüm ödemelerin (açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece), ödeme belgesinde nafaka borcuna mahsuben yapıldığına dair açık atıf olmasa dahi nafaka borcuna mahsuben yapıldığı kabul edilmelidir. Diğer taraftan, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde yapılan ödemelerin ise, ahlaki ödevin ifası olarak değerlendirilip nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği düşünülmelidir.
    Mahkemece yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda dairemizin yeni görüşüne atıf yapılarak hüküm kurulmuşsa da ödemelerin tamamının belirtilen kıstaslara uygun düşmediği,  nafakaya mahsuben okul ücretinin yatırılacağını belirten protokol başlıklı belge alacaklı ile borçlu arasında tanzim edilmeyen, borçluya üçüncü kişi tarafından verilmiş ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan bir belge niteliğinde olduğu gibi, banka dekontunda da nafaka borcuna ilişkin olarak yatırıldığına dair bir açıklamanın bulunmadığı görülmektedir.
    O halde mahkemece nafaka borcu için ödendiği açıklamasını içermeyen, alacaklının hesabına yatırılmayan, aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde de olmayan,  takibin kesinleşmesinden önceki dönemde yapılan ödemelerin, ahlaki ödeme olarak kabulü ile nafaka borcundan mahsup edilmemesi gerekirken, istemin tümden kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     


     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi