Taraflar arasındaki “elatmanın önlenmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 12.05.2011 gün ve 2010/381 E- 2011/170 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin14.11.2011 gün ve 2011/11658-11809 sayılı ilamı ile;
(...Dava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı şirkete ait baz istasyonunun kaldırılması istemine ilişkindir.
Baz istasyonları temel olarak, alıcı/verici antenler sayesinde elektromanyetik dalgayı (sinyali) alma ve gönderme işlemi yapan cihazlardır. Baz istasyonları; konuşma trafiğinin az olduğu kırsal alanlarda 35 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen (macro) konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir içlerinde 1-2 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen (mikro) ve bina içleri ve alış veriş merkezleri gibi yerlere kurulan çıkış güçleri oldukça düşük olan (piko) çeşitlerinden oluşur.
Cep telefonlarının sağlıklı çalışabilmesi için; baz istasyonlarının bal peteği benzeri şeklinde bir yapıda ve her bir peteğin içinde de en az bir baz istasyonunun kurulu bulunması gereklidir. Her baz istasyonu belirli sayıda abone konuşturabilir. Bu nedenle insanların yoğun yaşadığı yerlerde konuşma trafiğinin bir kesintiye uğramaksızın karşılanabilmesi için daha çok sayıda baz istasyonunun kurulması gerekmektedir,
Baz istasyonunun şehir dışına çıkartılması halinde, hücresel yapı oluşturulamaması nedeni ile sinyallerin abonenin cep telefonuna ulaşabilmesi için çok yüksek elektromanyetik dalgalar oluşturması gerekecektir. Aynı zamanda kullanıcı cep telefonu da baz istasyonuna sinyali yeteri seviyede ulaştırabilmek için daha fazla güç kullanacağından daha fazla insanın daha fazla elektromanyetik alana maruz kalması kaçınılmaz olacaktır.
Baz istasyonlarmın insan sağlığına etkileri konusunda başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, Uluslararası İyonlaştırmayarı Radyasyondan Koruma Komisyonu (ICNIRP), Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (İEEE)... vb bir çok ulusal ve uluslararası kuruluş çalışmalar yapmakta ve bu çalışmaların neticesinde bir takım sınır değerler belirlenmiş bulunmaktadır.
Mevzuat gereğince baz istasyonlannın sağlığa ve çevreye zarar vermeyecek şekilde; nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dahilinde kurulacağını belirlemek ve kurallarını koymak işlemleri Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanhığının (BTK) görev ve yetkisindedir.
Baz istasyonları 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37.maddesine dayanılarak BTK tarafindan bu konuyu düzenleyen yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulmaktadır
BTK tarafindan yürürlüğe konulan yönetmelikte, Türkiye’de geçerli olacak sınır değerleri; İngiltere, Amerika, Kanada, ICNIRP ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği değerin yaklaşık ¼’ü olarak belirlenmiştir.Sağlığa zarar veriyor iddiası haricinde baz istasyonlarının sertifikada belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olarak kurulmadığı, başlangıçta uygun kurulsa dahi sonradan sertifikadaki limit değer ve güvenlik mesafelerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaldırılmasına ilişkin talep ve itirazların mevzuat gereğince BTK’ya yapılması gerekmektedir. Bu kurumun uygulama ve verdiği kararın uygun bulunmaması halinde idari yargıda dava açılması gerekir. Keza davacı, baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunu iddia ediyorsa, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açması gerekir.
Sağlığa zarar veriyor iddiası ile baz istasyonunun kaldırılması MK’nun 737.maddesinde düzenlenen komşuluk hukukuna göre adli yargıda açılacak dava ile istenebilir. Bu davada davacının baz istasyonun sağlığa zarar verdiğini ve baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığını ispatlaması gerekir. Kanıtlanmayan mücerret (soyut) “uzun vadede zarar verir, baz istasyonu yakın mesafede, görünce moralim bozuluyor,...vs gibi” nedenlerle dava açılması ve kabulü hukuka ve yasalara uygun değildir.
Bu şekilde adli yargıda açılan davalarda mahkemece, tarafların delil ve belgeleri toplandıktan soura dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, alınacak bilirkişi raporu ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen ilke ve bilgiler gözönüne alındığında davaya konu baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Ancak baz istasyonunun soyut değerlendirmeler dışında davacının sağlığına zarar verdiği teknik, ilmi ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamıştır. Şu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden davanın kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Mahkemenin direnme kararı vermesinden ve davalının temyiz dilekçesi ibraz etmesinden sonra davalı AVEA AŞ. vekilinin verdiği 18.09.2012 tarihli dilekçesinde; davaya konu baz istasyonunun 17.08.2012 tarihinde şirketlerince teknik nedenlerle söküldüğünü ve güvelik sertifikasının iptal edildiğini, bu durumda davanın konusuz kaldığını, davacının davayı devam ettirmekte bir hukuki yararının kalmadığını beyanla, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiş ve buna ilişkin olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna ait 17.08.2012 tarihli yazıyı mahkemeye sunmuştur.
Bu durumda, mahkemece ortaya çıkan bu yeni durumun değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir.
S O N U Ç : Davalı AVEA AŞ. vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının bu değişik nedenlerle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer davalı Gediz Elektrik Dağıtım AŞ."nin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, aynı kanunun 440/1.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.