9. Hukuk Dairesi 2014/31813 E. , 2016/4762 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.12.2004 tarihinden 02.08.2012 tarihine kadar danışma personeli olarak en son 1.030 TL net ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının bordroda görünen ücreti aldığını, bordroları ihtirazı kayıtsız imzaladığını, bankadan maaşlarını koşulsuz çektiğini, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının görev yerini terk ederek başka bir odada uyuduğu için iş akdinin feshedildiği savunulmuş ise de, davacının yapmakla ödevli bulunduğu görevinin kendisine hatırlatılmasına rağmen yapmamakta ısrar ettiğine ilişkin davalı tarafından dosyaya herhangi bir delil ve belge sunulmadığı, davacının iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü konusunda dosyada somut bir olgu bulunmadığı, davacının fazla mesai ile genel tatil ücretlerinin ödendiğinin ve yıllık izinlerinin kullandırıldığının işveren tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin ilk fıkrasına göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Yasada ücretin eklerinin neler olduğu müstakilen düzenlenmemiş olmakla birlikte, değinilen maddenin ikinci fıkrasındaki “…banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının..” ibaresi gereğince, ücretin yanı sıra prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörüldüğünden, “ikramiye” ücretin eki olarak İş Kanununda ifadesini bulmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının fesih tarihindeki aylık net ücretinin 1.030 TL olarak tespitinden sonra aylık 169,31 TL olarak belirlenen ikramiye de aylık net ücrete ilave edilmiş, ardından çıplak brüt ücretin 1.675,25 TL olduğu belirtilerek fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacakları bu ücret esas alınarak hesaplanmıştır. Ücrete dair yapılan bu tespit ve bu ücrete göre yapılan hesaplama hatalıdır.
Yukarıdaki ilke kararımızda da açık bir şekilde ifade edildiği üzere, ikramiye ücretin eki niteliğinde olup otuz günlük ücret kavramına dahil değildir. Buna göre, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının belirlenecek çıplak brüt ücret üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, ikramiye dahil edilerek belirlenen giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplama yapan rapora itibarla hüküm kurulması isabetsizdir.
3- İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta hükme esas bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan imzalı ücret hesap pusulalarında fazla mesai tahakkukları bulunduğundan, bu ödemelerin toplamının fazla mesai hesabından mahsup edilerek sonuca ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca, dosyada mevcut imzalı bordrolarda tahakkuk bulunan ayların fazla çalışma hesabında dışlanması gerekirken, ödenen miktarların mahsubu yoluna gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.