
Esas No: 2013/7681
Karar No: 2017/6322
Karar Tarihi: 02.11.2017
Danıştay Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2013/7681 Esas 2017/6322 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7681
Karar No : 2017/6322
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:...; K:... sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz
isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı bankanın, ... plakalı araç için trafik tescil kaydına güvenerek araca şerh konulmak suretiyle dava dışı şirkete kredi kullandırıldığından bahisle fiilen söz konusu plakada bir aracın bulunmaması sebebiyle uğranıldığı iddia edilen 371.183,71 TL maddi zararın temerrüt faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesince; davacı Bankanın zarara uğrayabilme riskinin sürdürülen ticari faaliyetten soyutlanma olanağı bulunmadığından zararın tazmini yoluyla davalı idareye gidilemeyeceği, davacı Bankanın öncelikle kredi verilen şirket ve/veya şirket yöneticileri aleyhine genel hükümler doğrultusunda takibat yaparak gerçekleşmiş zararın ortaya çıkmasını sağlaması gerektiği, tazminat davası açılabilmesi için gerekli ön koşul olan gerçekleşmiş bir zararın henüz bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
T.C. Anayasasının 125. maddesinin 1. fıkrasında; "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır...." denilmiş ve maddenin son fıkrasında da, "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." kuralı getirilmiştir.
İdareler kural olarak yürüttükleri kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdürler. İdari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Ancak, ortada tazmini gereken zararın bulunmaması, zararın zarar gören kişinin veya üçüncü kişinin eyleminden doğması, mücbir sebeplerden kaynaklanması, zararla idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulamaması, idare hukukuna özgü tazmin nedenlerinin bulunmaması gibi durumlarda idarenin tazmin yükümlülüğü ortadan kalkar.
Bir başka anlatımla, kamu idareleri, yürüttükleri hizmetin işleyişini sürekli kontrol etmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün tam ve gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle doğan zararların, hizmeti yürütmekle yükümlü bulunan idare tarafından tazmini gerekeceği açıktır.
2918 sayılı Trafik Kanunu'na dayanılarak çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 28. maddesinde; bütün motorlu araçlar ile bu Yönetmelikte tescili zorunlu kılınan motorsuz araçların sahiplerinin, araçlarını yetkili tescil kuruluşuna tescil ettirmek ve tescil belgesi almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmış, aynı Yönetmeliğin 29. maddesinin B bendinde; "İlk defa tescili yapılacak araçlarla ilgili olarak a) Araç sahipleri, tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak olan araçlarının tescili için satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren üç ay içinde ibrazı zorunlu belgelerle birlikte ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğünün belirleyeceği kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine müracaat etmek zorundadırlar." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Aksaray Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü'nün E.B isimli şahsın organize bir yapılanma içerisinde araçlar adına sahte faturalar düzenleyip, araçların tescilini sağladığı ve araçları rehin göstererek bankalardan kredi kullandığının anlaşılması nedeniyle suç duyurusunda bulunması üzerine Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı, dava konusu ... plakaya tescil ettirilen 2011 model Mercedes Benz marka otobüs için Mengerler Ticaret Türk A.Ş. Ankara Şubesince F.A.A adına düzenlenen faturanın sahte olduğu, sahta fatura ile aracın 14.04.2011 tarihinde F.A.A. adına tescilinin yapıldığı, söz konusu otobüsün ...Şti.'nin ortağı olan C.K. isimli şahsa Noter Araç Satış Sözleşmesi ile 18.04.2011 tarihinde satışının yapıldığı, söz konusu otobüs üzerinden şirketin ortağı C.K, diğer ortağı ile birlikte Türkiye Vakıflar Bankası'ndan 19.04.2011 tarihinde 345.000,00 TL taşıt kredisi kullandığı ve araca 573.040,00 TL tutarında rehin konulduğu, ancak Mercedes Benz firmasının söz konusu araca ait üretiminin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların trafiğe tescilinden amaçlanan, bu araçlar üzerinde tasarruf güvenliğinin sağlanmasıdır. İdarenin bu hizmeti yerine getirirken, kayıtların düzenli tutulması, taşıtların model, motor ve şasi numaraları ile tescili istenen aracın karşılaştırılması ve bunun yanında sunulan belgelerin doğruluğunun araştırılması önem taşımaktadır.
Bu itibarla; araca trafik tescil kaydına rehin şerhi konularak kredi kullandırılırken söz konusu plakada bir aracın bulunup bulunmadığı davacı banka tarafından belirlenemeyeceğinden, tescil aşamasında trafik tescil bürolarının araç bilgilerinin doğruluğunu kontrol etmesi, şüpheli bir durum oluştuğunda bu işlemi gerçekleştirmemesi gerekmektedir. Kaldı ki, araç bilgilerinin araştırılması idarenin denetim görevinin gereğidir.
İdare Mahkemesi'nce; davacı Bankanın zarara uğrayabilme riskinin sürdürülen ticari faaliyetten soyutlanma olanağı bulunmadığı, gerçekleşmiş bir zararın henüz bulunmadığı gerekçesiyle olayda hizmet kusurunun bulunmadığı belirtilmişse de, idare trafik tescil işlemleri sırasında yeterli dikkat ve özeni göstermemek suretiyle yükümlü olduğu hizmeti kusurlu işletip aracın satılmasını engelleyen herhangi bir durumun ve kısıtlamanın olmadığını kayıtlarıyla tasdik etmiş olup, idarenin hizmeti gereği gibi yürütmemesi nedeniyle de davacı Banka zarara uğramıştır. Böylece idarenin, tescil kayıtlarına güvenilerek kredi kullandırılması nedeniyle uğranılan zararın tazmin edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacı Banka tarafından söz konusu plakada bir aracın bulunmaması nedeniyle kendisine karşı hukuki sorumluluğu bulunan kişi veya kişilere karşı Ankara 10.İcra Müdürlüğünde icra takibi yapıldığı anlaşıldığından söz konusu icra dosyasında zararın bir kısmının veya tamamının tazmin edilmesi söz konusu olabileceğinden mükerrerliğe sebebiyet vermemek için icra takibinin akıbeti ve adli yargıda açılmış bir davanın olup olmadığı araştırılarak, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu hususun da gözetilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile ...İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:...; K:... sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
