17. Ceza Dairesi 2017/3431 E. , 2018/817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyası satın alması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
29.11.2012 tarihli suç açısından suça sürüklenen çocuklar ve sanık açısından düzenlenen iddianamelerde sevk maddesi olarak belirtilen TCK"nın 152/1, TCK"nın 152/1-a maddelerinden bir karar verilmemişse de mahkemesince suça sürüklenen çocuk ... ile sanık ... açısından zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; hırsızlık suçunun sanık ... ve 03.01.2013 tarihli hırsızlık suçunun suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak
1-Suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ..., hakkında 19.12.2012, 05.12.2012, 04.12.2012, 29.11.2012, 21.11.2012 tarihli suçlar açısından, soruşturma aşamasında sanık ..."in 03.01.2013 tarihinde işledikleri suçtan daha önce de verdiği adreslerde suça sürüklenen çocuklarla kablo çaldıklarını ve hurdacı..."ye sattıklarını beyan ettiği ifadesinden başka kanıtlarla desteklenmeyen soyut anlatımları dışında, kuşkudan uzak, hukuka uygun, kuvvetli ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, 19.12.2012, 05.12.2012, 04.12.2012, 29.11.2012, 21.11.2012 tarihli hırsızlık suçlarından beraatleri yerine 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanması ile fazla ceza tayini,
2-Sanık ..."in 29.11.2012 tarihli suç açısından, sanık ..."in beyanından başka kanıtlarla desteklenmeyen soyut anlatımları dışında, kuşkudan uzak, hukuka uygun, kuvvetli ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3-03.01.2013 tarihli suç açısından, 03.01.2013 tarihli tutanağa göre aynı gün 21.15 sıralarında anons üzerine olay yerine intikal edildiğinde çevrede yapılan araştırmalar neticesinde 5-6 şahsın ellerinde kablolar ile kaçtıklarının görüldüğü, kovalama sonucu suça sürüklenen çocuklardan ..."ün yakalandığı, olay yerinden kaçtığı tespit edilen diğer suça sürüklenen çocuklar ve sanığın ikametlerinde yakalandığı, bu tutanakta kablolara dair bir tespitin olmadığı, 03.01.2013 tarihli bir başka tutanağa göre de, olay yerinden kaçan suça sürüklenen çocuk ..."nun ikamet önünde yakalandığı, ekip otosuna bindirildiği ve seyir halinde iken görevlilere çok pişman olduğunu, neden yakalandığını bildiğini, yarım saat önce arkadaşları ile Telekom"a ait kabloları kesmek suretiyle çaldıkları kabloları Sakarya Mahallesi 527. sokakta bulunan bir caminin üst kısım çatı katına attıklarını belirttiği ve bunu söylemesi üzerine bahse konu yere gidildiği ve 10 metre kablonun rula yapılmış halde bulunduğunun anlaşılması karşısında, her ne kadar kimi çocuklar aşamalardaki beyanlarında kabloları çalamadan polise yakalandıklarını belirtseler de bu konuda tutulmuş bir tutanak olmayışı, düzenlenen görgü tespit tutanağına göre, olay yerinde bahse konu yerde kabloların görülmediğinin belirtilmesi, müşteki olarak beyanı alınan Telekom da çalışan şahsın alınan beyanında, suça konu yerde hatları kontrol ettiğinde kablolardan 100 metre kesildiği ve yerinde olmadığı tespiti birlikte değerlendirildiğinde suçun tamamlanmış olduğu anlaşılarak 5237 sayılı TCK"nın 168/1-4 maddesi tartışılmadan sanık ... ve suça sürüklenen çocuklar hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-03.01.2013 tarihli suç açısından, suça sürüklenen çocuklardan ..."ın 02.07.2013 tarihinde savunması alınacağı celsede, duruşma zaptında her ne kadar suça sürüklenen çocuk ... müdafii olan avukatın geldiği görüldüğü ifade edilmişse de suça sürüklenen çocuğun savunması alındıktan sonra suça sürüklenen çocuğun müdafii olduğu ifade edilen avukata söz verilmeyerek suça sürüklenen çocuğun savunma hakkının kısıtlanması,
5-03.01.2013 tarihli suç açısından, suça sürüklenen çocuklar ve sanığa 02.07.2013 tarihli celsede hakları hatırlatıldıktan sonra, sanıklar ayrı ayrı denilerek devamında haklarımızı anladık savunmamızı müdafiimiz ile birlikte yapacağız ifadesinden sonra sanık ..."ın müdafii isteyip istemediği hususu tam olarak açıklattırılmadan savunması müdafii olmadan alınması,
6-Sanık ... hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 04.07.2013 tarihli rapora göre, şahsın yapılan fizik muayenesi, röntgen filmleri, biyopsikososyal gelişimi birlikte değerlendirildiğinde 17 yaşını bitirmiş, 18 yaşın içerisinde olduğu kanaatine varıldığı, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 25.03.2013 tarihli bir diğer rapora göre, şahsın fizik muayenesi, psikoseksüel gelişimi ve röntgen filmleri birlikte değerlendirildiğinde 16 yaşını bitirmiş, 17 yaşın içerisinde olduğu kanaatine varıldığı ve Nüfus Müdürlüğü tarafından mahkemeye hitaben yazılan 09.09.2014 tarihli, sanık ..."ın yaşının küçültülmesinin tescil tarihi itibarı ile mevzuata aykırı olduğunu içeren yazı karşısında, raporlar arasındaki çelişki giderilerek 5237 sayılı TCK"nın 31/3. maddesinin sanık ... hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılmadan, yazılı şekilde karar verilmesi,
7-03.01.2013 tarihinde işlenen suç açısından, 03.01.2013 tarihinde güneşin saat 16.09"da battığı ve 5237 sayılı TCK"nın 6. maddesi uyarınca gece vaktinin 17.09"da başladığı, 03.01.2013 tarihli olay yeri inceleme raporu ve tutanak içeriklerinden saat: 20.40-21.15 sularında ve suça sürüklenen çocukların savunmalarında, gece vakti işlendiğinin anlaşılmasına karşın sanık ... ve suça sürüklenen çocuklar açısından 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
8-Sanık ... açısından kurulan hükümde, Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
9-Suça sürüklenen çocuklar ve sanıkların birlikte sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiğinin ve suça sürüklenen çocuklar ile sanıklara adli tıp ücretinin yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
10-Gerekçeli karar başlığı altında suç tarihlerinden 29.11.2012 ve 03.01.2013 tarihlerinin yazılması, 21.11.2012, 04.12.2012, 05.12.2012, 19.12.2012 tarihlerinin yazılmaması
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ... müdafilerinin ile sanıklar ... ve ..."in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CUMK"nun 326/son maddesi gereğince ceza süresi bakımından kazanılmış hakların saklı tutulmasına, aynı Yasa"nın 325. maddesi uyarınca bozmanın hükmü temyiz etmeyen suça sürüklenen çocuk ..."e sirayetine, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.