MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Dairemizin 10.10.2011 gün, 2011/8575 E- 2011/8954 K sayılı ilamında;"...davalı ...’nin adresinin araştırılması sırasında aynı isimli, kızlık soyadı da ... olan dava dışı ...’nin adresinin belirlenmiş ve bu adrese tebligat yapılarak davaya devam edilerek karar verildiği, davalı ...’nin savunma hakkının kısıtlandığı belirtilerek davalı ...’ye savunma hakkının tanınması,
Davacı tarafından yapılan takipteki bononun tanzim tarihinin tasarruf tarihinden sonra olduğu ancak davacı tarafınca borcun yenilendiğinden bahisle borcun doğum tarihinin kesin olarak belirlenmesi ve dosyaya kesin ya da geçici aciz belgesi ibraz edilmediği mahkemece, dava şartı olan aciz belgesinin davanın her aşamasında sunulabileceği de nazara alınarak davacı tarafa yeterli süre tanınıp sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma hükmüne uyarak yapılan yargılama sırasında davacının 21.05.2015 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılmasına, davacı asilin ölümü ile taraf ehliyeti sona erdiğinden ve yasal bekleme süresi içerisinde davacı mirasçıların davaya devam edeceklerine ilişkin herhangi bir taleplerinin de bulunmadığı gerekçesi aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden redine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununu 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup mahkemece davanın her aşamasında resen incelenmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davalı borçlu ..."dan alacaklı olup, davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatmış ancak iş bu dava sırasında 21.05.2015 tarihinde vefat etmiştir. Davacı vekilinin 29.06.2016 tarihli beyanında mirasçıları bildirmek üzere süre istendiği ancak mahkemenin talebi reddettiği de anlaşılmıştır.
Mahkemece davacı vekilinden adıgeçen davalının veraset ilamı istenerek mirasçılara tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekirken bu husus tamamlanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.