14. Hukuk Dairesi 2019/1263 E. , 2021/1476 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/09/2013 tarihinde verilen dilekçe ile tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 22/03/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esas yönünden reddine, vekalet ücreti yönünden kabulüne dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, ... ilçesi, ...Köyü,.....mevkiinde bulunan hudutları yazılı 70 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 1951 tarihli vergi kaydı ile ... adına kayıtlı iken ... ...Noterliğinde düzenlenen 02.11.1954 tarihli 207 yevmiye No"lu zilyetliğin devri satış senedi ile alınarak davacıların murisi ... ve onun babası ... tarafından kesintisiz zilyetlik atlında bulundurulduğunu ileri sürerek, tapusuz olan dava konusu taşınmazın veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilci davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, taşınmaz imar ihya edilmiş olsaydı kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılmayacağını, zilyetlik yolu ile 70 hektar arazinin tescilinin yasa hükmü gereği mümkün olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ... vekili 6360 sayılı yasa gereği ilçe belediyelerinin taraf sıfatı bulunduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın fen bilirkişi krokisinde gösterilen bölümlerinin mera vasfında olduğu, özel mülkiyete konu olamayacağı, imar ihya edilmediği, tarıma elverişli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin istinaf talebi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine, vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkemece kararın kaldırılmasına, bu yönden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar vekili ... ilçesi, ..Köyü .... mevkiinde bulunan dava konusu taşınmazla ilgili 1951 tarihli vergi kaydı ile birlikte zilyetliğin devri, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın davacılar adına tescili talebinde bulunmuştur. Dava konusu yer kadastro çalışma sınırları dışında bulunmaktadır. TMK"nun 713/1 maddesine göre,"Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." Davacılar bu yerin eklemeli zilyetlik ile çayır olarak otundan istifa edilen, bazı dönemler otunu satmak suretiyle tasarruf ve zilyetliklerinde olduğunu iddia etmişlerdir. Keşif mahallinde yapılan gözlem ile bilirkişiler ve mahalli bilirkişiler ile tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere çayır vasfı ile gerçek kişiler tarafından istifade edilmektedir. Davacılar tarafından dayanılan vergi kaydı gayri sabit sınırları içerdiğinden sabit sınırlardan başlamak kaydıyla miktarı kadar yer için hüküm ifade eder. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar dava konusu taşınmazın davacılar ve mirasbırakanları tarafından çayır olarak otunu biçmek suretiyle, bir süre de kiraya verilerek kesintisiz şekilde kullanıldığını, etrafında mera nitelikli taşınmazlar bulunmakta ise de, bu taşınmazın mera ile ilgisinin bulunmadığını beyan etmişler, ziraatçi bilirkişi ise taşınmazın mera vasfında olduğunu belirtmiştir. Jeodeji ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişi raporunda da incelemesi yapılan 1984, 1999 ve 2003 yıllarına ait hava fotoğraflarına göre dava konusu taşınmazın söz konusu yıllarda işlenmediği, imar ihya edilmediği, zeminde sınırlarının belirgin ve mevcut olmadığı bildirilmiştir. Bu durumda mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile bilirkişi raporları arasında mübayenet oluştuğundan, daha eski yıllara ait hava fotoğrafları da getirtilerek çekişmeli taşınmazların başında yeniden yöntemince keşif yapılmalı, çevre ve yakın taşınmazlarla karşılaştırma yapılarak taşınmazın kulllanım şekli de dikkate alınmak suretiyle üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti aracılığı ile niteliği tereddüte yer vermeyecek biçimde saptandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, gerekli araştırma ve incelemeler yapılmadan salt taşınmazın imar ihya edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.
Bunun yanında, Karayolları Genel Müdürlüğün tapu kaydına dayalı mülkiyetinin bulunmaması, yapılmış bir kamulaştırma da olmaması nedeniyle, bu davalı yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nun 373/1 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararanın KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE 03/03/2021 oy birliği ile karar verilmiştir.