Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3370
Karar No: 2017/6984
Karar Tarihi: 28.09.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3370 Esas 2017/6984 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/3370 E.  ,  2017/6984 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.12.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davalılara ait 137 ada 6 parsel sayılı taşınmazda yapılan inşaat çalışmaları nedeniyle müvekkillerine ait 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binada ve bahçe duvarında çatlaklar meydana geldiğini, evin oturulamaz durumda olması sebebiyle müvekkillerinin ... Belediyesi tarafından tahliye edildiğini ve başka ev kiralamak zorunda kaldıklarını ileri sürerek maddi zararlarına karşılık şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı... vekili, dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin kardeşi... "ya ait olup kazı çalışmalarının da onun tarafından yapıldığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacıların evinin bulunduğu yerin heyelan bölgesinde olup evin de toprak kaymaları nedeniyle zarar gördüğünü, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, haksız fiil sorumluluğunun doğması için gerekli yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.Somut olaya gelince; ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/76 Esas, 2015/13 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, katılanların dosyamız davacıları ... ve ..., sanıkların ise dosyamız davalısı... ile dava dışı... olduğu, bu dosyada alınan 14.01.2014 tarihli jeoloji bilirkişisi raporunda dava konusu 136 ada 4 parsel üzerindeki arazide oluşan gerilim çatlaklarının ve üç katlı binadaki çatlakların aynı ada 6 parselde yapılan kazı çalışmaları nedeniyle oluştuğunun tespit edildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda da sanıkların genel güvenliği tehlikeye sokmak suçunu işlediklerinin sabit olduğu anlaşıldığından adli para cezası ile mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi"nin 06.03.2017 tarihli ilamıyla suçun ön ödeme kapsamına alınması nedeniyle sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma kararı sonrası dosyanın 2017/73 Esas numarasına kaydedilmiş olup halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
    ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2011/10 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde ise keşif sonrası alınan 04.01.2012 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda, zeminde meydana gelen çatlakların derinliğinin ve meydana geliş tarihinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, 10.01.2012 tarihli jeoloji bilirkişisi raporunda da meydana gelen çatlakların eski tarihli olup muhtemelen 1999 depreminden sonra oluştuğunun düşünüldüğü bildirilmiş; bu dosyamızda keşif sonrası alınan 16.12.2013 tarihli jeoloji ve inşaat bilirkişileri ortak raporunda ise dava konusu binada heyelan veya doğal afet etkisiyle meydana gelmiş bir zarar bulunmadığı, binadaki çatlak ve ayrışmaların çok uzun zaman içerisinde temel altındaki kil biriminin su alması ile şişme-büzülme olaylarından ve inşaat kalitelerinin standart dışı olmasından kaynaklandığının bildirildiği anlaşılmıştır.Görüldüğü üzere, mahkemece aldırılan bilirkişi raporu ile ceza dosyasında ve değişik iş dosyasında aldırılan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetiyle birlikte yeniden keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporları arasındaki bu çelişkinin giderilerek dava konusu binada ve bahçe duvarında meydana gelen çatlak ve ayrışmaların hangi sebeplerden kaynaklandığını açık ve net bir şekilde tespit edecek denetime elverişli bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,28.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi