19. Ceza Dairesi 2019/35647 E. , 2020/12813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat, HAGB
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Yokluğunda verilen hükmün sanık ..."a 18/04/2016 tarihli tebliğ işleminin, "muhatabın adreste oturduğu tespit edilmiş olup, adresin kapalı olması sebebiyle mahalle muhtarı imzasına teslim edilip 2 no"lu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırılmak" suretiyle yapıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesi ve muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir.” hükmünü öngördüğü, bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, şayet imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği tevsik edilmeden ve en yakın komşusuna haber vermeden Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu cihetle; sanık ... tarafından öğrenme üzerine verilen 04/05/2016 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulüyle yapılan incelemede tebliğnamedeki ret istemine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
I) Sanık ... hakkında zincirleme hakikate muhalif evrak tanzim etmek suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Kısa kararda sanık ... hakkında zincirleme hakikate muhalif evrak tanzim etmek suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise zincirleme hakikate muhalif evrak tanzim etmek suçundan 9100 TL. adli para cezasına hükmolunduğu belirtilmek suretiyle hükümde çelişkiye düşüldüğü anlaşılmakta ise de;
Hükmün esasını oluşturan ve asıl olan kısa kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinin, Ağrı 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2017 tarihli ve 2017/495 D.İş sayılı kararı ile sanık müdafisinin dilekçesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik itiraz dilekçesi olduğu kabul edilerek sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma (hükmün 7/a bendi), muhalif evrak düzenleme (hükmün 7/b bendi), memuriyet nüfusuzunu sair kötüye kullanma (hükmün 7/c bendi) suçları açısından itirazın kabulü ile (Kapatılan) Erzurum 9. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 2013/1674 Esas, 2015/1223 Karar sayılı kararının kaldırıldığının anlaşılması karşısında;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğundan dava dosyasının bu yönden incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki beraat hükümlerine yönelik hükmü temyiz etmeye yetkili Komutanın temyiz talebinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik hükmü temyiz etmeye yetkili Komutanın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
III) Sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve müdafisinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanık ..."un ASCK"nın 134/1 (Teşdiden), TCK"nın 43, 62, 50/1-a ve 52/2 uyarınca neticeten 6740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ASCK"nın 134/1 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası belirlendikten sonra zincirleme suça dair TCK’nın 43. maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak 1 yıl 6 ay hapis cezası, ardından TCK"nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim uygulanarak hükmolunan 1 yıl 3 ay hapis cezasının TCK"nın 50/1-a ve 52/2 uyarınca günlüğü 20,00 TL"den 9100-TL adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi suretiyle hükümde çelişkiye düşülmesi,
Kabule göre de;
1) TCK"nın 43/1. maddesinde suçun zincirleme şekilde işlenmesi halinde cezanın 1/4"ten 3/4"üne kadar artırılabileceği öngörülmüş olup, sanık hakkında zincirleme suç nedeniyle artırım yapılırken denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden 1/2 oranında artırım yapılması suretiyle TCK"nın 3 ve 61. maddelerine aykırı davranılarak fazla ceza tayini,
2) Savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğini beyan eden, duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz hareketinin olmadığı, adli sicil kaydına göre sabıkasının bulunmadığı, aynı dosyada yargılandığı iki ayrı suçtan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği anlaşılan sanık hakkında, "dava dosyasına yansıyan eylemleri dikkate alındığında üç farklı suçtan yargılanması ve eylemlerini bir çok defa tekrar etmesi şeklindeki suçun işleniş biçimi, sanığın kişilik özellikleri nazara alındığında yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat edinilemediği" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3) Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle TCK"nin 52. maddesine aykırı davranılması,
4) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapis cezasının tamamen infazına karar verilmesi,
5) Sanık hakkında netice ceza olarak adli para cezasına hükmedildiği halde "belirlenen denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemeleri durumunda, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı ve infaz dahil bütün hukuki sonuçlarını doğuracağı, bu süreyi kasıtlı bir suç işlemeksizin geçirdiği takdirde hakkında düşme kararı verileceği yönünde ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı ve sanık ile sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA,
VI) Sanıklar ... ile ... hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanıkların üzerilerine atılı suçtan ayrı ayrı mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de;
Sanıkların tüm aşamalardaki savunmaları, tanıkların beyanları ve tüm dosya içeriğine göre, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirdikleri küçük bir karakolda, amiri konumundaki karakol komutanının verdiği kesin emir karşısında sanıkların rütbe ve konumları, sosyo-kültürel durumları, karakol ortamında geçerli koşullar, olayın oluş ve ortaya çıkış şekli nazara alındığında, her türlü baskı ve etkiden uzak bağımsız karar verme irade ve yetisinden bahsedilemeyeceğinden suç kastlarının bulunmadığı gözetilerek atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1) Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanık ..."ın ASCK"nın 134/1, TCK"nın 43, 62, 50/1-a ve 52/2 uyarınca neticeten 3740 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında sanık ..."ın ASCK"nın 134/1, TCK"nın 43, 62, 50/1- ve 52/2 uyarınca neticeten 3750 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
2) TCK’nın 61/5. maddesi uyarınca hüküm kurulurken, sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç cezanın belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, sanık ... hakkında kısa kararda ASCK"nın 134/1, TCK"nın 43, 62, 50/1-a ve 52/2 uyarınca neticeten 3740 TL adli para cezasına hükmolunmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ASCK"nın 134/1 maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası belirlendikten sonra TCK"nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak 5 ay hapis cezası, ardından zincirleme suça dair TCK’nın 43. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapılması suretiyle hükmolunan 7 ay 15 gün hapis cezasının TCK"nın 50/1-a ve 52/2 uyarınca günlüğü 20,00 TL"den 6000 TL adli para cezasına çevrilerek hem fazla cezaya hükmolunması hem de TCK"nın 61. maddesine muhalefet edilmesi,
3) Sanıklar hakkındaki gerek kısa kararda ve gerekse gerekçeli kararın hüküm kısmında, temel ceza alt sınırdan tayin edildiği halde, gerekçe kısmında suçun işleniş biçim, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle suretiyle ceza verildiği belirtilerek çelişkiye ve gerekçede zaafiyete düşülmesi,
4) Savunmalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğini beyan eden, duruşma tutanaklarına yansıyan herhangi bir olumsuz hareketinin olmadığı ve adli sicil kaydına göre sabıkasının bulunmadığı anlaşılan sanıklar hakkında, "dava dosyasına yansıyan eylemleri dikkate alındığında üç farklı suçtan yargılanmaları ve eylemlerini bir çok defa tekrar etmesi şeklindeki suçun işleniş biçimi, sanığın kişilik özellikleri nazara alındığında yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat edinilemediği" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5) Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle TCK"nin 52. maddesine aykırı davranılması,
6) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde seçenek yaptırım olan adli para cezalarının ödenmemesi durumunda hapis cezasının tamamen infazına karar verilmesi,
7) Sanıklar hakkında netice ceza olarak adli para cezasına hükmedildiği halde "belirlenen denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemeleri durumunda, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı ve infaz dahil bütün hukuki sonuçlarını doğuracağı, bu süreyi kasıtlı bir suç işlemeksizin geçirdiği takdirde hakkında düşme kararı verileceği yönünde ihtarat yapılması,
Kanuna aykırı ve sanıklar ... ile ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 14/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.