9. Hukuk Dairesi 2015/36441 E. , 2016/3764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile aylık sabit ücret alacağı, sefer başı ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi alacağı, tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı iş yerinde uluslar arası tır şoförü olarak çalıştığını, davacının haklı nedenlerle iş akdini fesih ettiğini iddia ederek davacının kıdem tazminatı, fazla mesai, aylık sabit ücret alacağı, sefer başı ücret alacağı, yıllık izin ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı ve tatil ücret alacaklarının davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, davaya yetki itirazlarının bulunduğunu, davalı şirketin ticaret sicil kayıt adresinin... olduğunu, işin yapıldığı yer itibariyle ise ... Mahkemesinin yetkili olduğunu, şubenin...."de bulunduğunu, ancak davacının.... şubesi ile bağlantısının bulunmadığını, bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek yetkili mahkemelerden birine gönderilmesini, aksi halde davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının işini yaptığı yerin... ve davalı şirketin ticaret sicil adresinin... olması nedeni ile .... ve... iş mahkemelerinin davaya bakmakla görev ve yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında yetkili mahkemenin hangi iş mahkemesi olduğu hususunda uyuşmazlık vardır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçerli değildir.
İş mahkemesinin görevi kapsamında bulunan bir dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Türk Medeni Kanununun 19. maddesi uyarınca, gerçek kişi yönünden yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturulan yerdir. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh olarak kabulü gerekir. Aynı Yasanın 49. maddesi gereğince, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yerdir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı işyeri tanımına, 5521 sayılı Yasada yer verilmemiştir. İşyeri, 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı Kanunun 5. maddesinin emredici nitelikteki son cümlesi gereğince geçersizdir.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de resen yetkisizlik kararı verebilir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece davacının işini yaptığı yerin ... ve davalı şirketin ticaret sicil adresinin... olması nedeni ile . ve .... iş mahkemelerinin davaya bakmakla görev ve yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Davacı tarafça, davacının fiilen.....’da çalıştığı, davalı şirketlerin yönetim merkezlerinin .... olduğu, davalı şirketlerin...’da garaj ve antrepo tabir edilen Gümrüklü depolarının bulunduğu iddia edilmektedir. ... hizmet cetveli ve işe giriş, işten ayrılma belgeleri incelendiğinde; davacının davalı şirketlere ai...,...,.. ve ...deki işyerleri üzerinden sigorta primlerinin ödendiği, dava dilekçesinde davalı şirketlerin adreslerinin ...-... olarak gösterildiği, bu adreste davalı şirketler yetkililerine tebligat yapıldığı, ticaret sicili kayıtlarına göre de davalı şirketlerin ....-... adreslerinde İstanbul şubelerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
İddia edilen hususlar ve tüm bu sıralanan belgeler karşısında davacının çalıştığı yer hususunda tereddüt hasıl olmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delil ve tanıklarını bildirmelerini sağlamak, davalı şirket ve şubelerini gösteren belgeleri getirtmek, davacının çalışma şekline açıklık getirerek çalışma şeklini, bu çalışmanın nasıl, nerede gerçekleştiğini belirlemek ve davacının son çalıştığı işyeri ve işyerinin adresi üzerindeki tüm tereddütleri gidermektir.
Eksik araştırmayla yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.