Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3120
Karar No: 2016/3752
Karar Tarihi: 23.02.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/3120 Esas 2016/3752 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/3120 E.  ,  2016/3752 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait vekalet ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, davacının Ekim 1992 tarihinden itibaren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalışmakta iken 2001 yılından sonra ... bünyesinde 775 sicil numaralı daimi işçi kadrolu personel olarak görev yaptığını, ayrıca aynı tarih itibari ile ... 1. Hukuk Müşavirliği Hukuk Servisi sorumlusu ve 2012 yılından itibaren Hukuk Müşavirliği Mali İşler sorumlusu olarak büro hizmetini sürdürdüğünü, ...’nün Hukuk Müşavirliği olarak yapılan bütün ödemelerine gerçekleştirme görevlisi olarak imza attığını, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye göre Kurum’un kazandığı vekalet ücretlerinden personele pay verilmesi gerektiğini, ama 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu hükmün kaldırıldığını, Anayasa Mahkemesi’nin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükmünü 11/139 Esas sayılı kararı ile iptal ettiğini, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname‘nin yürürlükte olduğu 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait vekalet ücretlerinin talebine rağmen ödenmediğini ileri sürerek vekalet ücreti alacaklarını istemiştir.
    B)Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceğini, iptal kararı ile önceki mevzuatın kendiliğinden yürürlüğe girmeyeceğini, bu alanda hukuki boşluk doğacağını, Hukuk Genel Kurulu’nun da bu yönde karar verdiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının çalıştığı birimde hukuk davalarından mahkemeler tarafından hükmedilen ve tahsil edilen vekalet ücretlerinin %40’ının hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemet müdürü ve avukatlara, %5’inin ise hukuk biriminde görev yapan diğer personele dağıtılacağının 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de düzenlendiği, bu düzenleme karşısında davacı gibi hukuk biriminde çalışan personele %5’inin dağıtıldığı ve bu Kanun Hükmünde Kararname‘nin 02/11/2011 tarihine kadar yürürlükte olduğu, dolayısıyla davacının da bu tarihe kadar vekalet ücreti aldığı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, hukuk biriminde görev yapan personele dağıtılan %5’lik ibaresinin 02/11/2011 tarihinde yürürlüğe giren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırıldığı, bu tarihten sonra davacı ve hukuk biriminde görev yapan diğer personele vekalet ücreti ödenmediği, Anayasa Mahkemesi’nin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"yi 27/12/2012 tarihinde iptal ettiği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının 10/10/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandığı, davacının 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin vekalet ücretini talep ettiği, Anayasa Mahkemesi kararının yayınlandığı tarihte yürürlüğe girdiği, geçmişe etkili olmadığı, dolayısıyla davacının 10/10/2013 tarihinden öncesi ile ilgili olarak vekalet ücreti talep etmek hakkı bulunmadığı, aynı birimde görev yapan ve 657 sayılı Yasa’ya göre Devlet Memuru olan personelin de aynı doğrultuda İdare Mahkemesi’nde dava açtığı, İdare Mahkemesi tarafından söz konusu vekalet ücretinin ödenmesi konusunda karar verdiği, bu kararlar doğrultusunda davalı kurumun Mahkeme’ye gönderdiği 15/04/2014 tarihli yazıda Devlet Memurları’na 2013 yılı için 14/10/2013 tarihinde ve 2014 yılı için 23/01/2014 tarihinde vekalet ücreti ödemesi yapıldığının bildirildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra hukuk boşluğu meydana geldiği, aynı işyerinde davacı ile aynı görev yapan Devlet Memurları’na %5’lik vekalet ücreti Anayasa Mahkemesi kararından sonra ödenmeye başlandığından ve bu durum işyeri uygulaması haline geldiğinden davalı işverenin iş sözleşmesinin bir gereği olan ve iş yasasının 5. maddesi gereği işverenin eşit davranma ilkesi gereği davacıya da bu vekalet ücretinin ödenmesi gerektiği, zira aynı işyerinde devlet memuru olan personele %5’lik vekalet ücreti ödemesi yapılırken, 4857 sayılı yasaya göre işçi kadrosunda olan ancak aynı işi yapan davacıya ödenmemesi eşitlik ilkesine aykırı bulunduğu, bu nedenle davalı işverenin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yayınlandığı 10/10/2013 tarihinden sonra elde edilen vekalet ücretlerinden ve personele dağıtılan vekalet ücretinin davacıya da ödenmesi gerektiği, yanlız davacının iptal kararından önceki dönemin Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının geçmişe etkili olmaması nedeniyle kabul edilemeyeceği, davanın kabulü anlamı gelmemek üzere davacının haklı olması halinde davacıya ne kadar vekalet ücreti ödenebileceği davalı işverenden sorulmuş olup, davalı işveren Mahkeme’ye verdiği 15/04/2014 tarihli yazıda davacı ile aynı durumda olan personele 2013 yılı için brüt 5.558,95 TL. ve 2014 yılı için brüt 5.543,86 TL. vekalet ücreti ödemesi yapıldığının bildirildiği, davacının Anayasa Mahkemesinin kararını yayınlandığı 10/10/2013 tarihinden öncesi ile ilgili talepte bulunma hakkı olmadığından davacının davasının kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile karar verilmiştir.
    D)Temyiz:
    Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E)Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Somut olayda, Anayasa Mahkemesi’nin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"yi 27/12/2012 tarihinde iptal ettiği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının 10/10/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
    Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı geriye yürümez. Bu nedenle, davacı lehine 10/10/2013 tarihi öncesindeki dönem için vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmelidir.
    Diğer taraftan, davanın taraflarından sorularak ve davanın taraflarından ilgili belgeler celbedilerek ,davalı İdare tarafından emsal olarak bildirilen ve kendilerine yapılan ödemeler Mahkeme hükmünde esas alınan Memurların, vekalet ücretini alma kriterleri tespit edilmelidir. Bu emsal alınan çalışanların kota, belirli bir limitin bir veya birden çok açıdan aşılması gibi kriterlerin olup olmadığı, bu emsal çalışanların vekalet ücretinden alacakları payın tespitinde çeşitli limitler olup olmadığı tespit edilmeli, vekalet ücretinden pay almalarına ilişkin koşullar, usul ve miktarlar net bir şekilde ortaya konmalıdır. Davacı açısından da gereken veriler celbedilmelidir.
    Daha sonra veriler, davacıya bu kriterler uygulanarak davacının vekalet ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve kazanmış ise miktarı tespit edilmelidir.
    Mahkeme tarafından, davalı Kurum tarafından aynı konumda çalışanlara 2013 ve 2014 yılı için ödenen vekalet ücreti olarak bildirilen miktarların tamamı gerekçeli karar da yazılmış olup, davacının bu miktarların tamamına mı hak kazandığı, bir kısmına hak kazandı ise ne kadarına hak kazandığı net bir şekilde Mahkeme gerekçesinde ortaya konulmamıştır. Bu durum, her kısmi eda davasının aynı zamanda bir tespit davası olması sonucu davacının hakettiği alacağın açık tespitini Mahkeme kararının içermesi ilkesine de aykırıdır.
    Dava kısmi dava da olsa, Mahkeme tarafından davacının hakettiği toplam miktarlar her yıl için ayrı ayrı tespit edilmeli ve karar yerinde belirtilmelidir.
    F)SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23/02/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi