MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 157, 62, 52 ve 53. maddeler uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.03.2008 tarih ve 2007/116803-2008/11362-6946 sayılı iddianamesiyle açılan kamu davası sonucunda sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkûmiyetine hükmolunması üzerine temyiz talebini inceleyen Yargıtay 23. CD. tarafından eylemin TCK’nın 157/1. maddesinde yer alan dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kanaatiyle hükmün bozulmasına karar verilmesinden sonra mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, aynı kanunun 155/2. maddesinde yer alan suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle sanığın beraatına hükmolunarak, dolandırıcılık suçundan dava açılması için suç duyurusunda bulunulması üzerine, bu kez aynı eylemden ötürü aynı sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 05.11.2015 tarih ve 2015/103452-34549 sayılı iddianamesiyle, dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası açılması neticesinde sanığın mahkumiyetine karar verildiği belirlenerek yapılan incelemede;
Aynı sanık hakkında aynı fiil nedeniyle Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.09.2015 tarih ve 2015/313-435 sayılı ilamıyla sanığın beraatına hükmolunduğu ve kararın temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşıldığından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde yer alan “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir.” hükmü gereğince ikinci davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 13.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.