15. Ceza Dairesi 2019/4048 E. , 2019/5434 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.12.2018 tarih ve 2018/14008-4574-381 sayılı iddianamenin iadesine dair İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.12.2018 tarih ve 2018/218 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2018/1460 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01.04.2019 gün ve 94660652-105-31-1338-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.04.2019 gün ve 2019/36835 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesince şüphelinin üzerine atılı suçun basit dolandırıcılık suçu olabileceği ve anılan suçun da 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı, dava şartı olan uzlaşma hükümleri uygulanmadan iddianame tanzim edilemeyeceği gerekçesi ile iddianamenin iadesine karar verildiği ve itirazın reddedildiği anlaşılmış ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, 5271 sayılı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği nazara alındığında, somut olayda şüphelinin müştekinin kullanmış olduğu cep telefonunu aradığı ve kendisini başka bir kişi olarak tanıtarak torununun vefat ettiğini ve cenazeyi uçak ile götürmek istediğini söyleyerek yardım istemesi sonucu müştekinin şüphelinin hesabına 670,00 Türk lirası havale ettiği ve bu şekilde şüphelinin atılı suçu işlediği hususunda kamu davasını açmaya elverişli yeterli delile ulaşıldığının görülmesi üzerine 5271 sayılı Kanun"un 170/2. maddesi uyarınca iddianame tanzim edildiği, iade gerekçesinin atılı suçun hukuki durumunun belirlenmesine yönelik olduğu ve hukuki nitelendirme nedeniyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği de gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Cumhuriyet savcılığınca düzenlenen iddianamede, şüphelinin eyleminin TCK’nın 158/1-f-son maddesindeki suçu oluşturduğuna ilişkin nitelendirme yapılması ve bu suçun uzlaştırma kapsamında olmaması karşısında; 5271 sayılı Kanun’un 174/2. maddesi gereğince, nitelendirmede hata yapıldığı ve eylemin basit dolandırıcılık suçunu oluşturması nedeniyle uzlaştırma kapsamında kaldığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği, nitekim, yargılama sırasında da eylemin TCK’nın 157/1. maddesindeki suçu oluşturduğu kanaate varıldığı takdirde uzlaştırma işlemlerinin yaptırılabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, merciince itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2018/1460 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 13.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.