19. Ceza Dairesi 2019/33954 E. , 2020/12675 K.
"İçtihat Metni"
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu"na aykırı davranmak eyleminden dolayı kabahatli Ay Terapi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında Tekirdağ Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü"nün 25/10/2018 tarihli ve E.20264198 sayılı idarî yaptırım kararı ile uygulanan 10.147,50 Türk lirası idarî para cezasına yönelik başvurunun reddine ilişkin Çorlu 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/01/2019 tarihli ve 2018/2393 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine dair Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/03/2019 tarihli ve 2019/705 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 11.10.2019 gün ve 2019 - 12244 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.10.2019 gün ve KYB. 2019/100871 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Çorlu 1. Sulh Ceza Hakimliğince; idarî para cezasına yönelik başvurunun reddine dair 22/01/2019 tarihli kararın, 08/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak karara süresinden sonra 28/02/2019 havale tarihli dilekçe ile itiraz edildiği gerekçesi ile red kararı verilmiş ise de, idarî para cezasına itiraza yönelik işlemlerin kabahatli adına Çorlu 7. Noterliğinin 12/11/2018 tarihli ve 20392 yevmine numaralı vekaletnamesi kapsamında vekil marifeti ile sürdürüldüğü, kabahatli vekiline idarî para cezasına yönelik başvurunun reddine dair kararın 22/02/2019 tarihinde elektronik tebliğ yolu ile tebliğ edildiği, 28/02/2019 havale tarihli itiraz dilekçesinin 7 günlük yasal süre içerisinde sunulduğu anlaşılmakla, süresinde yapılan itirazla ilgili olarak esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanunla değişik 7201 sayılı Kanun"un "Elektronik tebligat" başlıklı 7/a maddesi;
(Ek : 11/1/2011-6099/2 md.) (Değişik:28/2/2018-7101/48 md.)
Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve
(IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.
3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
8. Noterler.
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." ve
Tebligat Kanunu"nun "Vekile ve kanuni mümesile tebligat" başlıklı 11/1. maddesi;
"(Değişik birinci fıkra : 6/6/1985 - 3220/5 md.) Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır." hükümlerini amirdir.
Buna göre, 7201 sayılı Kanun gereği vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın yapılacağı ve yine aynı Kanun"un 7101 sayılı Kanunla değişmesi sonucu baro levhasına kayıtlı avukatlara elektronik tebligat yapılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu nedenle, avukatların takip ettiği dava ve işlerde kanunlarda yazılı olan ve tebliğle başlayan sürelerin e- tebligatın alındığı/alınmış sayılacağı tarihlerden başlayacağı, yukarıda yazılı kurallar dışında yapılan tebligatların usulsüz olacağı tartışmasızdır.
Kanun yararına bozmaya konu başvurunun kabahatli tüzel kişinin vekili vasıtasıyla yapıldığı, başvurunun reddine dair 22.01.2019 tarihli kararın kabahatlinin vekiline yapılması gerekirken tüzel kişinin adresine çıkarılan tebligatla işyerinde çalışan memura 08.02.2019 tarihinde teslim edildiği, akabinde vekile de elektronik posta yoluyla yapılan tebliğin 27.02.2019 günü okunmuş sayıldığının UYAP tebligat çıktısından anlaşıldığı, başvuran vekilinin karara karşı 28.02.2019 tarihinde itiraz ettiği, ancak merci tarafından hatalı şekilde itirazın süresinde yapılmadığından bahisle reddedildiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebi yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden,Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/03/2019 tarihli ve 2019/705 değişik iş sayılı merci kararının, 5271 sayılı CMK"nin 309/4-b maddesi gereği kanun yararına BOZULMASINA, bozma gereği itiraz merciince; kabahatlinin başvuru ve itiraz gerekçeleri tümüyle incelenerek itiraz hakkında mahallinde gerekçeli bir karar verilmesi gerektiğine, 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.