Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/11-11
Karar No: 2012/229
Karar Tarihi: 21.03.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/11-11 Esas 2012/229 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, müvekkilinin tescilli markasının benzerini taklit eden davalı şirketin haksız rekabet yaratıp markaya tecavüz ettiğini ileri sürerek, tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, delillere dayanarak davalının markaya tecavüzünde ve haksız rekabetinde bulunduğu sonucuna vararak, marka hakkına tecavüzlü materyallerin davacıya verilmesine, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar vermiştir. Yerel mahkemenin kısmen kabul etmesi üzerine yapılan temyiz başvurusu sonucunda, Hukuk Genel Kurulu, davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarını incelenmesi için dosyanın Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar vermiştir. Kanun maddeleri: 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi.
Hukuk Genel Kurulu         2012/11-11 E.  ,  2012/229 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 23/03/2011
    NUMARASI : 2011/5 E-2011/81 K.

    Taraflar arasındaki “marka hakkına dayalı tecavüzün önlenmesi ve tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.11.2008 gün ve 2006/65 E.2008/265 K. Sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 11.10.2010 gün ve 2009/3311 E- 2010/10101 K. sayılı ilamı ile;
    ("...Davacı vekili, müvekkilinin sesli ikaz cihazları ve araç üstü ışıklı ikaz sistemleri İmalatı ve ticaretini yaptığı cihazlar için TPE nezdinde 15/10/1999 tarihinden itibaren tescilli .... markasını kullandığını, davalı şirketin ise 08/05/2002 tarihinden itibaren müvekkiline ait tescilli markayı ayırt edilemeyecek derecede benzerini taklit ederek, eylemin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, 10.000,00 YTL manevi, 1.000,00 YTL maddi ve 05/10/2005 tarihli ıslah dilekçesiyle 3.582,80 YTL yoksun kalınan kazancın faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkiline ait ürünlerde davacıya ait ..markasının veya buna benzer bir marka veya işaretin bulunmadığını, müvekkilinin ürünlerinin plastik aksamını 2M Plastik ve Kalıp San.Tic.Ltd.Şti."ne yaptırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İhbar olunan 2M Plastik ve K.. San.Tic.Ltd.Şti vekili, davanın müvekkili şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, davaya konu ürünün 35 ayrı parçadan oluştuğunu, müvekkilinin ise bu parçalardan yalnızca birinin üretimini yaptığını belirtmiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının işyerinde ele geçirilen ürünlerde yapılan ilk tespitte davalının tescilli markaya konu kalıpları kullanarak imal ettiği veya imal edilmiş ürünlerde yapılan kazıntılar üzerine Ses Kom ibaresini sonradan yazarak markaya tecavüzde bulunduğu ve hareketlerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği, davalıda ele geçirilen çok sayıdaki diğer ürünlerde .. markasının kazındığı tespit edildiği, aynı mamuller içersinde yine kazınan ancak alttaki marka belirlenemeyen aynı tür 41 adet ürünün davacı markasını taşıyan ve onun kalıbı ile üretilen ürünler olduğu kabulünün hayatın olağan akışına uygun olması sebebiyle kazıntılı tüm ürünlerin aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davalının markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile önlenmesine, markaya tecavüzlü materyaller üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmasına, 1.000,00 YTL maddi tazminatın, takdiren 5.000,00 YTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin dava dilekçesinde tazminata ilişkin talep ettiği faiz hususunun değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, reddi doğru olmamış, kararın davacı lehine bozulması gerekmiştir...” )
    gerekçesiyle (1) nolu bentte davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilip, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesi ve maddi-manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
    Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı markasına davalının tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile önlenmesine, davacının ... markasına ilişkin kanıtlar ile üretiminde kullanılan makine, araç ve bu konudaki materyallerinin davalının kullanmasının yasaklanmasına ve markaya tecavüzlü materyaller üzerinde davacıya mülkiyet hakkı tanınmasına, 1.000,00 YTL. maddi ve takdiren 5.000,00 YTL. manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer talepler ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Daire"ce; yukarıda başlık bölümünde yer aldığı üzere davalının tüm ve davacının sair temyiz istemlerinin reddi ile karar salt dava dilekçesinde tazminata ilişkin olmak üzere talep edilen faiz hususunun değerlendirilerek bir karar verilmesi gereğine işaretle ve davacı lehine bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, karar aşamasında yer almadığı halde sonradan dava dilekçesinin dosyada bulunan örneğine davacı vekilince veya davacının vekilinin imzası atılmak suretiyle bir başkasınca faiz talebinin ilave edildiği, bu halde de mahkeme kararının dosya içeriği ve mevcut duruma göre verildiği; karar verildikten sonra neticei talepte yapılan değişikliğin ise bozma nedeni yapılamayacağı gerekçeleriyle, direnildiğinden bahisle hüküm kurulmuştur.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin açıkça uyma kararı vermesi, ya da eylemli uyma anlamına gelecek şekilde kararında değişiklik yapıp; yeni bir delile dayanarak ve bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Buna göre, somut olay değerlendirildiğinde:
    Mahkemece, önceki kararın gerekçesinde ve hüküm fıkrasında yer almadığı halde kararın Özel Daire"ce dava dilekçesinde talep edilen tazminata ilişkin faiz hususunun değerlendirilmesine yönelik olarak bozulması üzerine; dava dilekçesinde davacı vekili tarafından talep edilen tazminat kalemlerine faiz istemleri olmadığı; karar verildikten sonra dava dilekçesinin ilgili bölümlerinin sonuna dilekçedeki imzadan farklı kalemle faizle ilgili ilaveler yapılarak paraflandığı; davalı vekiline gönderilen dava dilekçesinde de faiz hususunda hiç bir yazılı ilave yapılmadığının, paraf veya imzanın bulunmadığının görüldüğü; davacı vekilince veya davacı vekilinin imzası atılmak suretiyle, karar verildikten sonra dava dilekçesine faiz talebinin ilave edildiği; bu halde de mahkeme kararının dosya içeriği ve mevcut duruma göre verildiği, talepteki karar verildikten sonra yapılan değişikliğin ise bozma nedeni yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece, direnme olarak adlandırılan temyize konu kararın, bu haliyle tamamen yeni bir olguya ve gerekçeye dayalı olduğu, usul hukuku anlamında direnme olmayıp, yeni bir hüküm niteliğinde bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire"ye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire"ye gönderilmelidir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 11.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi