Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4551
Karar No: 2022/2794
Karar Tarihi: 13.04.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4551 Esas 2022/2794 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ile müvekkili arasında bulunan bir arazide yapılan müdahale nedeniyle açılan davada, ilk kararda davanın reddi yönünde karar verilmiş, ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrası dava kabul edilerek müdahalenin men-i ve kal'ine karar verilmiştir. Ancak davalı, dava sürecinde vefat ettiği için mirasçıları tarafından davaya dahil edilmediği için, kararın HMK'nın 27. maddesinde yer alan hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi: Mülkiyet hakkının içeriği belirlenir ve mülk sahibinin hukuki hakları açıklanır.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi: Tarafların dava ve taraf ehliyetine sahip olması dava şartıdır ve mahkemece her aşamada re'sen nazara alınmalıdır.
- Türk Medeni Kanunu'nun 28/1 maddesi: Gerçek kişilerin kişiliği ve buna bağlı haklar ölümle sona erer.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 41. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 55.maddesi: Taraflardan birinin ölümü halinde mirasçıların davaya dahil edilmesi gerektiği ve gecikme yaşanması durumunda kayyım atanabileceği hükümlerini içerir.
7. Hukuk Dairesi         2021/4551 E.  ,  2022/2794 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.11.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.11.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme istemlerine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu ... ili, .... ilçesi, ... Köyü, 118 ada 13 parsel sayılı müvekkiline ait taşınmazı davalı ve eşi ...'nin evlendikleri sırada kalacak evleri olmadığından ileride paraları olunca ödemeleri şartıyla arsaya ev yapmaları için davalıya bıraktığını, davalı tarafın arsa üzerine ev yaptıklarını, üç yıl sonra Manisa'ya taşındıklarını ve boşandıklarını, ödeme de yapmadıklarını, müvekkilinin 'evi ya yık ya da borcunu öde' demesi üzerine davalının müvekkiline evi kendisinin kullanmasını, ödeyecek durumda bulunmadığını söylediğini, sonrasında da evi yıkmadığını, ayrıca müvekkili hakkında sunulan adi yazılı belgedeki imzayı müvekkilinin kabul etmediğini belirterek, davalının 118 ada 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan yaklaşık 300 m2'lik kısıma müdahalesinin men'i, metruk binasını yıkıp kaldırmasını ve bina yıkıntılarının temizlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı şahitler önünde parasını peşin ödeyerek 07/03/1994 tarihinde beş milyon liraya satın aldığını, boş olan arsanın üzerine ev yaptığını, tapusunu istediğinde ise sürekli kendisini oyaladığını, bu arsaya ev yaptıktan sonra eşi ile yaklaşık 5 yıl oturduklarını, daha sonra taşındıklarını ve kiraya verdiklerini, kiracısının da 10 yıl kullandığını, davacının eve müdahalesi nedeniyle dava açtığını, 07/03/1994 tarihinde yapılan satış senedinde davacının bizzat kendi imzasının bulunduğunu, gerekirse imza incelemesi yapılmasını istediğini, açılan davayı kabul etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece ilk kararda, davanın reddine karar verilmiş, bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/2883 E. 2019/337 K. sayılı ve 14.01.2019 tarihli ilamında, "1. Davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmemiştir. 2. Davacının, el atmanın önlenmesine ilişkin temyiz itirazına gelince; dava konusu118 ada 13 parsel tapuda davacı adına tam hisse ile kayıtlıdır. Davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı herhangi bir hakkı mevcut değildir. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" şeklinde mülkiyet hakkının içeriği belirlenmiştir. Açıklanan bu sebeplerle; el atmanın önlenmesi istemi yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı üzerine, davalı karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2448 E. 2019/9303 K. sayılı ve 21.10.2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar vermiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kabulü ile 118 ada 13 parsel sayılı taşınmaza fen bilirkişi raporunda gösterilen şekilde vaki müdahalenin men-i'ne, 81 m2 ev olarak taralı alan içerisinde yer alan yapının kal'ine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Yargılama süresince tarafların dava ve taraf ehliyetine sahip bulunması dava şartıdır (HMK 114/1-d).
    Gerçek kişiler hayatta olduğu sürece taraf ehliyetine sahiptir. Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti ölümle sona erer (TMK m.28/1). Bu nedenle ölmüş olan kişinin taraf ehliyeti yoktur. 1086 sayılı HUMK’nın 41. ve 6100 sayılı HMK’nın 55. maddesi gereğince “Taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar, mirası kabul veya reddetmemiş ise, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Ancak, hakim gecikmesinde sakınca bulunan hallerde talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.” Bu hüküm mirasçıların malvarlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır.
    Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgu olduğu gibi, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilir.
    Somut olayda; dava, ... aleyhine açılmış olup, davalı ... yargılama esnasında 08.07.2019 tarihinde vefat etmiştir. Dosya içerisinde bulunan .... Noterliği'nin 19.07.2019 tarihli ve 23276 yevmiye sayılı mirasçılık belgesine göre, muris ... mirasçıları olarak; ..., ... ve .... kalmıştır.
    Davalının vefatı sonrasında davacı tarafça usulüne uygun dahili davalı dilekçesi verilmemiş olmakla birlikte mirasçılardan sadece ... yargılamaya katılmış ancak o tarihte ergin olan ... usulüne uygun davaya dahil edilmemiş, ...'un velayeti altında bulunan ... adına velayeten husumet ...'a yöneltilmemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile müdahalenin men'i ve kal'ine karar verilmiş ise de, yargılama aşamasında davalı ... vefat ettiğinden 6100 sayılı HMK'nın 55. maddesi gereğince mirasçılarından; ....'a doğrudan, ... adına ...'a velayeten husumet yöneltilerek bu mirasçıların davaya dahili ile yargılamaya devam edilmesi ondan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan HMK'nın 27.maddesinde açıklanan hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yol açık olmak üzere, 13.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi