17. Hukuk Dairesi 2017/2833 E. , 2019/10585 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya olarak incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, borçlu ..."in ..., ... Mah., 5945 ada 1 parselde bulunan 8 nolu Dubleks bağımsız bölümdeki taşınmazını müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla önce öz kardeşi davalı ..."e sonra diğer davalı ..."a devrettiğini, müvekkilinin borçludan Antalya 5.İcra Müdürlüğü"nün 2016/346 esas sayılı dosyasında alacaklı olduğunu, davalı borçlu ile ilgili mal varlığı araştırmasında üzerinde hiçbir mal varlığının bulunmadığını, borçlunun aleyhine yapılmış pek çok icra takibinin bulunduğunu, dava konusu ettikleri ... Mah., 5945 ada 1 parsel 8 nolu bağımsız bölümün borçlunun mernis adresi olduğunu ve icra dosyasından bu adrese hacze gittiklerini kendisinin halen bu evde oturduğunu ve kiracı olarak kendisini gösterdiğini ileri sürerek ... Mah., 5945 ada 8 nolu bağımsız bölüm ile ilgili tasarrufun iptaline ve bu taşınmazdan cebri icra yoluyla ile alacağını tahsil etme yetkisi verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkili ..."den faiz karşılığı verdiği borç para nedeniyle alacaklı olduğunu, aralarında ticari bir ilişkinin bulunmadığını, Antalya 5.İcra Müdürlüğünün 2016/346 sayılı dosyası ile icra takibi
yapıldığını, davaya konu 1.tasarrufun yapıldığı tarihin 19/03/2014, 2. Tasarrufun yapıldığı tarihin 09/05/2014 olduğunu icra takibine konu edilen 20.700 TL bedelli bononun tanzim tarihinin 04/09/2014, vade tarihinin 11/11/2019 olduğunu, 13.200 TL bedelli bononun ise tanzim tarihinin 04/09/2014 vade tarihinin 24/10/2014 olduğunu, tasarruf tarihlerinin bonoların düzenlenme tarihinden yaklaşık 6 ay önce olduğunu, iptal davasının amacının alacağın tahsilinin temini için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptalini sağlamak olduğunu bu sebeple davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin hem tasarrufun iptalini hem de B.K.nun 19 md.ye dayalı muvazaa nedeniyle işlemin iptalini istediğini bildirdiğinden, işlemin yapıldığı tarih itibariyle davacının davalıdan alacaklı olduğunu dosyadaki belgelerle kanıtlayamadığı için B.K.nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle işlemin iptalini isteme hakkının bulunmadığı, yine İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalinin de davalılar arasındaki tasarrufun borçtan önce yapılmış olması nedeniyle istenemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md)
bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res"en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.
Somut olayda; davacının takip konusu alacağı 04/09/2014 tanzim tarihli bono olup dava konusu ilk tasarruf 19/03/2014, ikinci tasarruf ise 09/05/2014 yapıldığından tasarrufların takip konusu borçtan önce olduğu görülmektedir. Açılan davada BK 19. maddesine dayalı muvazaa sebebine dayanılmadığı mahkemenin gerekçesinde BK 19. maddeye değinmiş olması hatalı görülmekte ise de yine bu yönüyle tasarrufun iptalinin istenebilmesi için borcun, tasarruftan önce doğması gerekmektedir. İİK 277 ve devamı maddelerine göre alacak doğmadan evvel davalılar arasında tasarruf işlemi yapılmış olması nedeniyle tasarrufun iptalinin istenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibari ile doğru olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 23,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.