4. Ceza Dairesi 2020/9202 E. , 2020/17274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) CMK"nın 170/3-6. maddesi uyarınca iddianamede "yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, mevcut delillerle ilişkilendirilerek yüklenen suçu oluşturan olaylar" gösterilecek, aynı Kanun"un 225. maddesine göre de hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilecektir. İddianame, sanığa isnat edilen ve suç sayılan maddi fiilleri, yerini, zamanını açıkça göstermeli, hukuki nitelendirmesi yapılan fiilin, kanunda karşılığı olan suç ve cezası hakkında bilgi içermelidir. İsnat edilen suçun dayanağı olan maddi olaylar hakkında savunmasını yapabilecek şekilde sanığın bilgilendirilmemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin adil yargılanma hakkına ilişkin 6/3-a maddesinin ihlaline de yol açacaktır.
Somut olayda; sanığın başpolis/polis memurları olan mağdurlar ..., ..., ..., ...’ya hakaret ettiğine dair açılmış bir kamu davası bulunmaması, iddianame anlatımında sanığın mağdur başpolis/polis memurlarına hitaben söylediği “şerefsizler” ifadesinin yer almaması ve hakaret eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olmaması karşısında; iddianamedeki eylem ile bağlılık kuralı dikkate alınmayıp, ek savunma verilerek dava açılmayan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilerek, CMK"nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
2) Sanığın mahkumiyetine konu mağdur Muhlise Ölmez’e yönelik TCK’nın 125/1. maddesinde yer alan hakaret suçunun takibinin, aynı Kanunun 131. maddesi uyarınca şikayete bağlı olması ve mağdur ...’in 25/02/2014 tarihli celsede şikayetinden vazgeçmesi karşısında, sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre TCK"nın 73/4 ve CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince düşme kararı verilmesi yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
3) Sanığın olay tarihinde başpolis/polis memurları olan mağdurlar ..., ..., ..., ...’ya “...sizi döverim, daha almazsa Tayyip’i getirir dövdürürüm, ben size sorarım...” diyerek tehdit etmesi şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eyleminin TCK”nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek, TCK’nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçundan hüküm kurulması,
4) Kabule göre ise;
a) Sanık hakkında mağdur başpolis/polis memurlarına yönelik olarak görevi yaptırmamak için direnme eyleminin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan TCK’nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü ve mağdurlar ..., ... , ..., ...’nın aşamalarda alınan beyanlarında sanıktan şikayetçi olmamaları karşısında üç numaralı bozma sebebi yönünden yapılacak değerlendirme sonucuna göre TCK"nın 73/4 ve CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince düşme kararı verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
b) Sanık hakkında mağdur başpolis/polis memurlarına yönelik olarak görevi yaptırmamak için direnme ve mağdur ...’e yönelik hakaret, TCK’nın 86/3-a maddesinde düzenlenen yaralama ve TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçlarında kamu davası açıldığı; yapılan yargılama neticesinde sanığın görevi yaptırmamak için direnme eyleminin uzlaştırma kapsamına giren TCK’nın 106/1-2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü ve hükümden sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 26. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinin ikinci cümlesine “aynı mağdura karşı” ibaresinin eklenmiş olması karşısında; bir numaralı bozma sebebi yönünden yapılacak değerlendirme sonucunda sanığın mağdur başpolis/polis memurlarına yönelik tehdit suçunda CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
c) Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunun polis merkezi önünde işlenmesi karşısında, aleniyet unsurunun oluşup oluşmadığı tartışılmadan hüküm kurulması,
d) Yukarıdaki bozma sebebi yönünden yapılacak değerlendirme sonucunda hüküm kurulurken sanığın kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret eyleminde aleniyet unsurunun oluşmadığının kabulü halinde ise;
17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19.08.2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumun da temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen, yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ..."in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.