2. Ceza Dairesi 2015/1391 E. , 2018/373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın, müştekiye ait cep telefonunu çaldıktan sonra telefonu, telefon alım satım işi yapan diğer sanık ...’e aynı gün sattığı, ardından ...’in de suça konu telefonu hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen .. ... sattığı ve soruşturma kapsamında telefonu olaydan sonra ilk kullananın ... ... olduğunun tespitinden sonra ... ...’den rızasıyla alınan cep telefonunun müştekiye iade edildiği ve her ne kadar müşteki tarafından duruşmada zararının giderildiğine ilişkin bir beyanda bulunulmuşsa da, ortada giderilecek bir zararın bulunmadığı hususları nazara alındığında, sanık hakkında koşulları bulunmayan 5237 sayılı TCK"nın 168/2. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından; sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hapis cezasının kısa süreli olması da dikkate alındığında, sanığın 20/12/2013 tarihli duruşmada lehine olan hükümlerin uygulanmasına ilişkin isteminin 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesini de kapsamasına karşın, bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş ise de, koşulları bulunmadığı etkin pişmanlık nedeniyle indirim yapılmak suretiyle sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanığın lehine olması nedeniyle, bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa
Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak, bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının ve hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamından sanığın payına düşen miktar, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL’den az olduğu halde yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hüküm ile sanık ... hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak, bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının ve hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamından sanıkların payına düşen miktar, 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL’den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a) Sanık ...’nın, 20/12/2013 tarihli duruşmada lehine olan hükümlerin uygulanmasına ilişkin isteminin 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesini de kapsamasına karşın, bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemesi,
b) Sanık ...’in aksi ispatlanamayan savunmasına göre, suça konu cep telefonunu çalan diğer sanık ...’dan satın alırken telefonun çalıntı olup olmadığını araştırması karşısında; suç kastı ile hareket ettiğine dair başka delil bulunmaması nazara alınarak atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
c) Kabule göre de;
Sanık ...’e atılı suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu için 5237 sayılı TCK"nın 165/1. maddesinde, suç tarihinde yürürlükte bulunduğu şekliyle, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası yaptırımlarının her ikisinin de birlikte öngörüldüğü, kanunda hapisle birlikte öngörülen adli para cezasının gün sayısının alt sınırının gösterilmediği hallerde aynı Kanun"un 52/1. maddesi gereğince alt sınırın beş gün olduğu; somut olayda sanık hakkında yüklenen suçtan dolayı temel hapis cezasının kanun maddesinde gösterilen alt sınırdan belirlendiği halde, aynı gerekçe ile adli para cezasının gün sayısının 5 gün yerine, 30 gün olarak belirlenmesi suretiyle TCK"nın 165/1 ve 52/1. maddelerine açıkça aykırı davranılması sonucu, fazla adli para cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 29/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.