2. Ceza Dairesi 2017/2667 E. , 2017/4200 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143/1, 145/1, 31/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 6.400,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 31/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 27/02/2013 tarihli ve 2012/435 esas, 2013/168 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuk ... hakkındaki hırsızlık suçuna yönelik maddi hatanın düzeltilmesine ve suça sürüklenen çocuğun 7.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 20/05/2013 tarihli ve 2012/435 esas, 2013/168 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile ek kararın ortadan kaldırılmasına dair İzmir 2. Çocuk Ağır Mahkemesinin 18/01/2016 tarihli ve 2016/15 değişik iş sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 15/03/2017 gün ve 5854/2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/2017 gün ve 2017/19279 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarihli ve 227-228 sayılı kararında “Esasen olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde gerçekleşmeyecek olan isim, yaş ve hesap hataları, yargı kararlarında “maddi yanılgı” veya “yazım hatası” diye isimlendirilen beşeri hatalardır. Yargılama araçlarının belirli biçimde takdir edilmelerinden kaynaklanan değerlendirme hataları ise hukuki yanılgılardır. Hukuki yanılgılar, ancak başka bir merci tarafından ve yasa yolu başvurusuyla açılan bir tali muhakeme ile giderilebilir. Yargı kararlarındaki maddi yanılgıların düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir. Bu yanılgılar, bizzat bu hatayı yapan merci tarafından, kendiliğinden veya bir yasa yolu başvurusu üzerine verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilebilir.” şeklindeki ve yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/02/2014 tarihli ve 2013/70-2014/57 sayılı kararında “ Suç için ceza tertip edilirken dikkatsizlik sonucu iradi olmaksızın yapılan basit matematik hatalarının aleyhe değiştirmeme zorunluluğu ya da aleyhe düzeltme yasağının kapsamında değildir” biçimindeki açıklamalar karşısında, somut olayda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143/1, 145/1, 31/2, 62. maddeleri gereğince hükmedilen 11 ay 20 gün hapis cezasının, aynı Kanun’un 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi neticesinde, 350 gün adli para cezası yerine, 320 gün adli para cezasına hükmedilerek hesap hatası yapıldığı, bu hatayı takiben aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince bir gün karşılığı 20,00 Türk Lirası hesabı ile paraya çevrilmesi neticesinde de, sonuç olarak 7.000,00 Türk Lirası yerine, 6.400,00 Türk Lirası adli para cezasına hükmedilerek hesap hatası yapıldığı,ancak bu hatanın mahallinde mahkemesince düzeltilebileceği gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,
2- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede ise, İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 27/02/2013 tarihli mahkumiyet hükmünün temyizi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 10/12/2015 tarihli ve 2014/38070 esas, 2015/19776 sayılı ilamında da değinildiği üzere, suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen kesin nitelikteki adli para cezasına ilişkin temyiz isteminin reddine, hırsızlık suçundan kurulan hükmün ise aşamalarda yüklenen suçu kabul etmeyen suça sürüklenen çocuğun savunmasının aksine, yüklenen suçu işlediğini gösterir, hakkında hüküm kesinleşen ..."in sonradan değiştirdiği soyut iddiası dışında, hükümlülüğüne yeterli, yasal ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı biçimde mahkumiyetine karar verilmesi şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi nedeniyle mahkemesince bozmaya uyularak 01/03/2016 tarihinde beraatine karar verilmiş olması karşısında adı geçen suça sürüklenen çocuk hakkında anılan Mahkemenin 27/02/2013 tarihli ve 2012/435 esas, 2013/168 sayılı ilamı ile kesin olarak verildiğinden, temyiz incelemesinin reddine karar verilen aynı olayla ilgili, mala zarar verme suçuna ilişkin de beraate karar verilmesi gerektiği hususunun gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hüküm yönünden 1 no"lu kanun yararına bozma istemi nedeniyle yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2015 gün ve 2014/10-652 E., 2015/509 K. sayılı kararı da dikkate alınarak, 27.02.2013 tarih ve 2012/435 E., 2013/168 K. sayılı asıl kararda, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 142/1-b, 143/1, 31/2 ve 62. maddeleri uyarınca belirlenen 11 ay 20 gün hapis cezasının aynı Kanun’un 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 6.400,00 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş olup; hükümdeki sonuç cezanın 7.000,00 TL yerine 6.400,00 TL olarak eksik tayini şeklindeki hatanın, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında her ne kadar 350 gün yerine 320 gün yazılmış ise de, hapis cezasının günlüğünün 20,00 TL’den çevrildiğinin açıkça gösterilmesi nedeniyle "uygulama hatası" niteliğinde olmadığı gibi, cezanın bir kısmının yazımının unutulması gibi bir "maddi hata" kapsamında da kalmadığı, dolayısıyla hatalı sonuç cezanın hesaplama hatasından kaynaklandığı ve bu şekilde eksik ceza tayininin kazanılmış hakka konu teşkil edeceği, kaldı ki hükmün bünyesine dahil olan ve ancak temyiz ya da kanun yararına bozma yasa yolları ile düzeltilme ya da eleştirilme olanağı bulunan hükümdeki hataların, 5275 sayılı Yasa’nın 98. maddesi uyarınca mahkemeden alınacak bir ek kararla giderilmesinin mümkün olmadığı da gözetilerek, itiraz mercii tarafından itirazın kabulü ile ek kararın kaldırılmasına ilişkin kararda isabetsizlik görülmediğinden (İZMİR) 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 18.01.2016 gün ve 2016/ 15 D. İş sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm yönünden 2 no"lu kanun yararına bozma istemine gelince;
İzmir 4. Çocuk Mahkemesinin 27.02.2013 tarihli mahkûmiyet hükmünün temyizi üzerine 13. Ceza Dairesinin 10.12.2015 gün ve 2014/38070 E., 2015/19776 K. sayılı ilamı ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen kesin nitelikteki adli para cezasına ilişkin temyiz isteminin reddine, hırsızlık suçundan kurulan hükmün ise “aşamalarda yüklenen suçu kabul etmeyen suça sürüklenen çocuğun savunmasının aksine, yüklenen suçu işlediğini gösterir, hakkında hüküm kesinleşen ..."in sonradan değiştirdiği soyut iddiası dışında, hükümlülüğüne yeterli, yasal ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı biçimde mahkûmiyetine karar verilmesi” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi nedeniyle mahkemesince bozmaya uyularak 01.03.2016 tarihinde bu kez beraatine karar verildiğine göre; adı geçen suça sürüklenen çocuk hakkında mahkemenin 27.02.2013 tarih ve 2012/435 E., 2013/168 K. sayılı ilamı ile kesin olarak verildiğinden temyiz incelemesinin reddine karar verilen aynı olayla ilgili, mala zarar verme suçuna ilişkin de beraate karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İZMİR) 4. Çocuk Mahkemesinden verilip kesinleşen 27.02.2013 gün ve 2012/435 E., 2013/168 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle, suça sürüklenen çocuğun atılı mala zarar verme suçundan BERAATİNE, hükmolunan cezanın ÇEKTİRİLMEMESİNE, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.